9 Haziran 2014 Pazartesi

Enderun Kitap Kahve Evi

Mel'den Notlar Dürr-i Yekta ve ablamla Hamamönü'nde buluştuk hafta sonu,
Melikeciğimin önerisi ile güzeller güzeli şirin bir kafe ve kafe sahibi ile tanışmış olduk.
İlk defa gittiğimiz için biraz aradık yer olarak ama zor değilmiş ^^
Hamamönü'ne giden yolun diğer tarafında kalıyormuş, yani Karacabey hamamının olduğu tarafta.
Direk konuya girdim,
Çünkü Ankara'nın en güzel, en nezih ve huzurlu mekânlarına aday.
O kadar çok sevdim.
Ve istedim ki henüz buranın varlığından haberi olmayanlar bir an evvel gidip çaylarını içsin
İnce dokunuşla muhteşem hava yaratan ayrıntılar görülüp hayal üstüne hayaller kurulsun :)


Kitap-kahve evinin en güzel köşesinden bahsedeyim demek isterdim fakat her köşesinde farklı bir ayrıntı çıkıyor karşımıza. Yani her köşesi güzel..
Hatta bazen masada ki sohbetten uzaklaşmamıza sebep olacak güzellikte ayrıntıları, hayal kurmamıza yetecek kadar malzemesi bol bir mekân :)
Hayalperestlerin yeni adresi de denebilir...

 
En uğrak mekânım arasına adını yazdığım bu kafeyi şiddetle ve gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim.



6 Haziran 2014 Cuma

Ders Çalışamayan Kız

Sınav zamanlarında aklıma gelen ilk şey, bu millet nasıl oluyor harıl harıl ders çalışıyor da ben kitabın kapağını açmaya bile üşeniyorum? oluyor.
Cidden.
Yalnız benim bu alışkanlığım doğuştan olmalı.
İlkokulda da sevmezdim sürekli ders çalışmayı.
Evet çalışan kazanıyor ama nasıl oluyor, yani o ders çalışma ya da bir kitaba kafa yorup saatlerini üzerinde harcama.. nasıl oluyor da insanlar bunu başarabiliyor.
Hiç mi dikkatleri dağılmıyor,
Ders çalışırken karınları acıkmıyor,
Kapı da mı çalmıyor yani.
Merak ediyorum.
Çünkü biliyorum problemli bir bünyem var, ne zaman ders çalışıyım hadi diye kendimi zorlasam ya acıkırım, ya biri gelir, ya telefon çalar ya da kapı.
Ve ben o gün hiç olmayacak işlerle uğraşır fakat bir türlü ders çalışmam.
Formül, ilaç, iksir istiyorum ^.^
Hiç değilse üniversite hayatımı kurtara bileyim yeter :)



Kahve yapamayan, ders çalışamayan garip yasemin bakalım yarın hangi derdini anlatacak ^^

4 Haziran 2014 Çarşamba

Turkish Coffee

Her yolu denedim,
Fakat bir türlü bol köpüklü Türk kahvesi yapamıyorum.
Kısık ateşte pişirdim
Hep taze çekilmiş Türk kahvesi kullandım
Karıştırarak veya hiç karıştırmayarak
Köpürsün diye şekerli yaptım şekersiz isteyene de
Olmadı.
Bakır cezve, çelik cezve fayda vermedi.
Kahvem bir türlü köpürmedi de köpürmedi
Ben de pes ettim artık.
Küstüm.
Tüm köpüklü kahvelere!
Köpüklü kahve pişirebilen ve sırrını benimle paylaşmayanlara!
Bir de anneme..
Hala direnip eve kahve pişirme makinesi almadığı için küstüm ^.^



Kahve içmeyi değil de, köpürsün diye uğraşmayı bıraktım ben de.
Zira görüldüğü gibi, olmayınca olmuyor :)



1 Haziran 2014 Pazar

Kelebek Oldum

Bazen hayal dünyam beni olmadık yerlere, olmadık düşüncelere sürükler.
Hayal kurmak hayat telaşı dolu düşüncelerimden öyle uzaklaştırır ki hayallerimden büyük zevk alırım. 
Tabi ki bir astronot olup aya çıktığımı hayal etmem. 
Rengarenk kanatları olan etrafa ışık saçan bir kelebek olduğumu düşünürüm :)
En sevdiğim yerdeyimdir..
Neşeyle öten kuş cıvıltılarının ve arka fonda ney çalan neyzenin etrafında uçtuğumu hayal ederim. 
Ve mutlaka mevsim ilkbaharın ilk günleridir.
En sevdiğim insanların etrafını saran beyaz papatyaların üzerlerine konar bir yandan ney sesini dinler
Diğer taraftan da o bir günlük kısacık ömrü ne ile geçireceğimi düşünürüm...
İşte bu düşünce hayalden uzaklaştırıp gerçek hayatla bütünleştirir. 
Neden?
Hayatta da böyle değil midir, plansız programsız geçmez zaman ama yine de bir çok şey yarım kalır. 
Çünkü anı yaşamak değildir amacımız, hayatın şartlarını yerine getirmektir. 
Mesela bazen canım o an en olmak istediğim yerde olmak ister. 
Bir Cuma vakti Hacı Bayram Cami de Kur'an-ı Kerim tilaveti dinlemek gibi. 
Yada ah keşke yanımda olsaydı! derim. 
İşte o zaman hayallerime daha çok sarılır gerçek hayattan daha çok uzaklaşırım. 
Sonra bir çok şey boş gelir. 
Ve bu ruh hali bir bunalım değil, bilakis hayata tutunuştur benim için.
Daha çok umut, daha çok dua ve daha çok şükür getirir ardından...



Bir de ruha şifa niyetine okunan Ayet-i Kerime... 

''Ey Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi imandan çevirme! Tarafından bize rahmet ver. Muhakkak ki sen vaadine muhalefet etmezsin.''  (Al-i İmran Suresi:8)




22 Mayıs 2014 Perşembe

3 Dakika

Hayatın akışına ayak uydururken 3 dakikalarımı kullanırım genelde.
-Annem neredesin diye aradığında 3 dakikaya evdeyimdir
-Çalan telefonlara 3 dakika sonra dönerim
-Markete hep 3 dakika da gider gelirim
-Bir yere yetişmem gerekiyorsa maksimum zaman dilimim 3 dakikadır
-Yarım saatlik bir yol gözüme hep 3 dakika görünür
-Yemek yemem 3 dakika sürer ^.^
- Bazen, 3 dakika da tüm sevdiklerimi görür, rüyalarımın 3 dakika sürdüğünü düşünürüm

Çevremde ki insanlar, artık biliyoruz senin 3 dakikalarını dese bile..

Ben mutluyum dünyaları sığdırdığım 3 dakikalarımla ^.^



Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...