21 Haziran 2016 Salı

Snapchat

Amcalarım, kuzenlerim, bilumum akrabalarım tam bir facebook bağımlısı adayı olduklarında facebook hesabımı kapatmıştım.
Bayramdan bayrama görüşebildiğimiz insanlarla, hatta hiç görüşemediğimiz, yolumuza çıksa -aa merhaba diyecekken yolunu değiştiren ve yüzünü çeviren arkadaşlarımızın listemizde var olması ne saçma değil mi...
Yanlış anlaşılmasın.
Arkadaşlarımı ve akrabalarımı çok seviyorum sadece sosyal medyanın onlara veya bana kattığı samimiyetsizliği sevmiyorum.
Öncelikle bana kendimi özel hissettirmiyor.
İnsan sıfatına yakışan en güzel duygulardan biridir samimiyet.
Bana vefasız olduğumu söyleyen, aramadığımdan, sormadığımdan yakınan insanların samimiyetsizliğini de sevmiyorum.



Özgür olduğum sosyal medyaları seviyorum.
Bu sıralar en çok snapchat'e takıldım.
Biraz benden, biraz da o küçük dünyamdan.
Ama en önemlisi samimiyetle..


Snap adım, instagram adım hep aynı: dndnbgne


20 Haziran 2016 Pazartesi

Yaseminsel Mevzular 2

Kısa bir süre uzak kaldım buralardan.
Ne var ne yok diye bakmaya geldim ama kendimi tutamayıp bir kaç kelam edeyim dedim.
Vaktiyle NFK'nın kitabında okuduğum bir söz vardı.
Çok severim.
''Belaya uğradığın zaman sabret
Halinden mahluklara şikayet etme
Merhametliyi merhametsize şikayet etmiş olursun!''
İnsan okuduğunu veya dinlediğini nasıl anlamak isterse öyle anlıyor.
Bazen doğru anlıyor, bazen yanlış.
Ama esasen anlıyor.
Küçük bir hastalık yaşadım.
Aslında hastalık değil, sıkıntı.
Sıkıntı da değil, üzüntü.
Adı bende vardı, sonradan yok oldu.
Üzüldüm.
Kalbim kırıldı.
Fakat yalnızca imtihanıma sahip çıkıp tevekkül ettim.
Kalbi kırıkların duası kabul olurmuş.
Bu ümitle sadece sustum.
Kalbimi kıranları Hz. Allah'a havale ettim.
Ve sonra, sadece dua ettim.

Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...