Allah Yakındır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Allah Yakındır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Temmuz 2014 Salı

Allah Yakındır

Rıza, köyünde aklı başında olmayan biri olarak bilinir.
Bozulan ana yol da motorsikleti ile taksicilik yapmaya başlar.
Ve bir gün köyün yeni gelen öğretmenidir yolcusu.
Rıza öğretmen hanıma ilk görüşte aşık olur.
Ama ne aşk...

 
Rıza'yı divane edecek türden.
 
 
Her gün heyecanla yolunu gözleyecek kadar çok...


 
Rıza bozuk olan yol da öğretmeni her gün evinden alıp okula getirmek için görevlendirilmiştir artık. Bu görev ona verilmese bile o bu işi kendine görev edinir.
 
Bir gün Rıza öğretmeni evinden alır. Okula giderken yolda motorsikleti bozulur.
Öğretmen hanıma yaklaşır, motorunu tamir edebilmek için tokasını isteyeceği sırada
öğretmen hanımın ürkek tepkisi karşısında
Rıza'nın dilinden bir şiir dökülür,
 
''Yüreğim kanıyor... Ama, heyhat! Bu yaraya merhem yok!''
 

Öğretmen hanım sakin tavrıyla, Hafız'ın şiiri der.
Ve Rıza cevaplar
Hayır. Bu şiir Seyid Yahya'nın...
 

Verdiği tepkinin ardından
Öğretmen hanım devam eder, ben de üzüntülü anımda bir şiir okuyorum diyerek Hafız-ı Şirazî'nin muhteşem şiirini okumaya başlar...

Ey Aşk! Ateştir senin nesebin
Niteliğin dumandır, kaynağın ise rüzgar
Su tufana dönüştü toprak da küle..
Senin kokunla ateş rüzgara karıştı
Şirin'siz her saray bisütûn gibi viranedir,
Ferhat'sız her dağ bir saman çöpüdür rüzgarda
Yedi nesil öteye tüm atalarımız gâmdı
Bize miras kalan hep sonsuz keder oldu
Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor
Sadece sen kalacaksın
Biz hepimiz gidince...
 

 
Yine bir gün, Rıza öğretmen hanımı almak için evinin önüne gider.
Bekler, fakat öğretmen hanım bir türlü gelmez.
 
 
 Kapıyı çalma cesareti gösteren Rıza, maalesef öğretmenin evleneceği adam ile tanışır ve adam hiç hoş olmayan bir şekilde Rıza'yı evden uzaklaştırır.
 

Öğretmen hanım evlenmiştir artık...
Rıza'nın değişimi ise bu evlilikten sonra başlar.
 
 
Rıza artık aklını tamamen kaybetmeye başlar. Annesi onu şifa umuduyla Türbe'ye getirir. Ve Rıza türbedeyken rüyasında annesinin öldüğünü, nur yüzlü bir adamın kendisine ekmek ve bal verdiğini görür.
Uyanır ki; kucağında bal ve ekmek, karşısında annesinin cansız bedeni...
 
 
Rıza'nın hayatı bir kez daha değişir. Ama bu sefer ki çok daha farklı bir yönde. .
2 senenin ardından öğretmen hanımla türbede karşılaşırlar.
 
Bu karşılaşmanın ardından Rıza'nın Türbe hocası ile konuşması şöyledir...
Başka bir Leyla arıyorum. Kimsenin benden alıp götüremeyeceği.
İstediğim zaman kendisiyle konuşabileceğim
Bize her şeyden daha yakın olan
Eğer aşık olursan başka kimseye muhtaç olmayacağın
 
Ve bir karar verir.
İkisini birden sevemem, insan nasıl olurda Leyla'sız yaşar?
Türbe hocası, peki kırık kalbini nereye götürüyorsun diye sorduğunda;
Yalnızlık vadisine; neyneva çölüne
meleklerin kerbela dediğini söylediğin yere..
Yalnızlık ve esaretin çağresi var,
Fakat.... sevgilinin hasreti..
 
 
Bu dizeler, bu muhteşem sahneler İran yapımı bu filme bir kez daha hayranlık duymama sebep olur.
Çok fazla spoiler verdim ama tutamadım kendimi, gerçekten.
O kadar güzel ve muhteşem bir film ki, tek solukta izliyorsunuz.
Teraviden sonra sahur arasında mesela..
 
Mecazi aşkın sonunun ruhani aşka dönüştüğü sahneleri hissetmek mühim bir mevzu.
Bu filmde bu duyguyu çok yoğun hissedebiliyorsunuz.
Yani, muhakkak izlenmesi gereken bir film :)
 
 

Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...