26 Mart 2013 Salı

Diyanet Vakfı Konferansı

Cumartesi günü birşeyler öğrenme hevesi içindeyken günü değerlendirip Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Kolları'nın her ay düzenlemiş olduğu konferansa katıldım.

Konu Hz.Aişe validemiz, konferansçı ise Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in eşi Hatice Görmez'di. Hanımefendi kişiliği ile böyle etkinliklerde sık sık görüyoruz kendisini. Şahane Kur'an tilaveti ve ardından Kagem'in Müdüresi Hicret Toprak'ın yapmış olduğu konuşma ile başlayan sohbet keyifliydi.


Hatice Görmez konuşma sırasında, umarım sıkılmamışsınızdır demese saate bakmak aklıma gelmeyecekti :)


Bu güzel konferans, bir şeyler öğrenmeme ve eksiklerimi görmeme vesile olmuş oldu. 
Ayrıca hanımefendi kişilikleri ile Kagem çalışanlarını uzun zaman sonra tekrar görmüş oldum. 


Hicret Toprak ve Hatice Görmez hanımefendileri görüyorsunuz :)
Birde görmedikleriniz var...

Hatice Görmez ile Hz.Aişe konferansını kaçırdınız ya, üzülmeyin!
13 Nisan'da Cihan Aktaş ile Hz.Fatıma ve Hz.Zeyneb konferansına katılabilirsiniz.

:)

Nt: Fotoğraflar Kagem'in facebook sayfasından..

21 Mart 2013 Perşembe

Bu Güzel Sorular 'yasamumudu'ndan..

Mimleri seviyorum çünkü cevaplarken keyif alıyorum. Bu sefer ki güzel mim Yaşam Umudu blog sahibesinden.. 

Sorular ise şöyle:


1.En nefret ettiğiniz insan tipi ? 

Dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden, egoları için var olan, kıskançlığı yüzüne vurmuş, gözleri kinle nefretle bakan, hayatta hiç birşeyden memnun olmayan... diye o kadar çok sayabilirim ki, bir sürüler..

2. Evde en çok hangi eşyanı kaybedersin ?

O konuda çok başarılıyım, evimiz kutu gibi olduğu için hiçbirşeyimi kaybetmem herşeyin bir yeri vardır. Eve kimin gelip gittiğini de bu sayede rahatlıkla tahmin edebiliyorum :)

3. Sakız çiğneyen insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz :D

Sakız çiğneme uslubunu aşmıyorsa çiğnesin derim ama çakır çukur sesler çıkarıp sinirleri alt üst ediyorsa lütfen ebediyete kadar sakız çiğnemesin.

4. En sevdiğiniz çiçek ? 

Yasemin :)



5. Burcunuz ? 

Terazi, en kötü özelliği kararsızlık olan bir burca sahibim.

6. Kız ve erkek çocuklarınız olsa adlarını ne koyardınız ?

İşte en sevdiğim soru...
Kız olursa Reyyan, erkek olursa Furkan :) 

7. Komşunuzun çocuğu size oturmaya geldi suratınıza tükürdü napardınız ?

Kibarlığımdan ödün vermeden, kapıyı açar usulca kapının önüne koyar kapıyı kapatırdım, kim alıyorsa alsın götürsün veledi :)

8. Arabayı siz kullanıyorsunuz yaşlı bayanın birinin üzerine çamur sıçrattınız ve haraket yaparak arabanızı durdurdu onu istediği yere bırakmanız gerektiğini söyledi napardınız ?


*Öncelikle, benim yaptığım kaba bir davranış olabilir ama o hareket size yaşınıza, başınıza hiç yakışmadı diyerek; üzgünüm nezaketsiz hareketiniz yüzünden sizi gideceğiniz yere bırakamam, derdim. 


Ya da 


*O hareketi yanlış gördüm heralde diyerek, ayy çok özür dilerim kusura bakmayın gerçekten çok özür dilerim, nereye gidiyordunuz bırakayım hatta ordan da evinize götüreyim yine karşılaşırsak durdurun beni ben yine sizi gideceğiniz yere kadar bırakırım, derdim.


Hatta sanırım direk bunu derdim :)


9. Hayatta en korktuğunuz şey ?

Kul hakkı
Bir de büyük konuşmak
Allah muhafaza..

10. Bilgisayarınız çöktü ve bilgisayar ortamındaki tüm resimleriniz yok oldu hiçbir yerde kopyaları da yok naparsınız ?

Bunda mutlaka bir hayır vardır, demek ki yaşadığım hatıraların daha güzellerini yaşatacak Rabbim, derdim :) 
Demişliğim var :)

11. Yalnız yaşamak hakkında ne düşünüyorsunuz sizi mutlu mu eder mutsuz mu ?

Mutsuz eder, çünkü kısa süreli yanlızlıkları seviyorum. Annemler gitsin gezsin ama lütfen geri evlerine dönsünler. Ruhum onların yokluğuna ve yanlızlığa çok fazla dayanamayabilir.. 

Yaşam Umudu mim için çok teşekkür ederim, keyifle cevapladım. Çok da sevdim.

Bu güzel mimlerinde beni yine unutma lütfen :)
Hayırlı ve mutlu günler herkese..





17 Mart 2013 Pazar

Bu Sefer Birlikte Hayal Kuralım :)

En büyük hobim, hayal kurmak...
Kurduğum hayaller gerçekleşmese dahi, beni umutlandırdığı ve o an mutlu ettiği için seviyorum hayallerimi. 


Sevgili Bloggerlar!

Şimdii
Güzel bir ricam var sizden,

Yarın işe gitmiyoruz!
Okulda yok :)
Akşam valizimizi hazırlayıp sabah yola çıkıyoruz.
Bu sefer gönlümüzün götürdüğü yere gitmek için erken kalkıyoruz!
:)

Nereye giderdiniz? Nereleri, kiminle görmek isterdiniz?..
Hayallerinizi dinlemek istiyorum, lütfen yazın :)

Eee hayallerimizi anlattık, ne olacak?
Derseniz..
Hakkınızda hayırlı olan hayallerinizin gerçekleşmesi için dua edeceğimi bilmelisiniz :))




16 Mart 2013 Cumartesi

''Aşk Hastası''da Oldum Sonunda..

Tiyatro her zaman keyiflidir. 
Bir de yanında güzel bir arkadaşın varsa Nabrut gibi keyif ikiye katlanabilir.

Bazen izlediğimiz dizi, film ya da tiyatro da oyunun başında anlamamız gerekeni en sonunda anlayabiliyoruz.

Ama bu oyunda daha en başta aslında ne demek istediğini anlamak mümkün. 
Birbirini seven iki kişi düşünün hatta kız kendinden vazgeçebilecek kadar çok seviyor.
Kalbine tek el ateş edip ciddi ciddi yüreklerimizi ağzımıza getiriyor.
O beyaz elbisesi kana bulanan sevdalı kız artık adamın vicdanına yerleşiyor.

Aah ahh Aşk büyülü bir duygu olsa gerek. 


Kadın ve adam oyunun içinde de tiyatro oyuncusu aynı zamanda, adam oynamakta olduğu tiyatro oyunun da Divan Edebiyatı şairi Şeyh Galib'i Hüsn-ü Aşk-ı anlatıyor. 


Aşk'ın kavuşulamayan halleri vardı oyunda, sevdiğine kavuşamayanların çektiği acılar. Kalbinin yerini bilememek.. Bir tarafta semazenleri, diğer tarafta ney seslerini duyduk oyunda.


Oyunun konusundan çok fazla bahsetmeyeceğim belki görecekleriniz benim anlatacaklarımdan daha güzel gelecektir size.. Sadece içtenlikle söylediğimi bilmelisiniz, izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum..


Yalnız bunca güzelliğin yanında bu şahane oyunun en kötü tarafı sezonun sonuna yetişmiş ve ön sıralardan izleyememiş olmamız oldu.
Oyunu izlemek için bu kadar geç kalmasaydık keşke..

Oyunun turnesinin olacağına yürekten inanıyorum, bir yerlerde ''Aşk Hastası'' oyununu görürseniz kaçırmayın, inanın pişman olmazsınız :)
Not:Oyunun başrol oyuncusunun Kutay Sungar olmasına dikkat ediniz lütfen :)



Gel Ey Seher!
Benim gibi bu güzel şarkıyı dinlemek için geç kalanlara gelsin!



13 Mart 2013 Çarşamba

Hediyeden Çok Güzel Bir Dost Kazanmış Olabilirim!

Bazen görmediğimiz ama varlığını yanımızda hissettiğimiz insanlar çok özeldir hayatımızda!
Geçenlerde Ben Melek Değilim blogunun güzel mi güzel kitap çekilişine katılmıştım.
Veeee kazanmışımm!
Çekilişi kazanmam güzel bir tevafuk ve şahane bir şans oldu benim için.
Kendime güzel bir dost edinmiş oldum bu sayede, Muyurt çok güzel bir insan :)
 
 
O kadar ince düşünceli ki kazandığım çekilişte kitapları benim seçmemi istedi :)
Kitapları Muyurt'un seçmesine bir şekilde anlaştık ama kitap beklerken bu kocaman koli geldi.
Kolinin içinden neler çıktı neler, bu kadar düşünceli de olunmaz ki :)
Arkadaşım içine yüreğini de koymuş göndermiş ama biliyorum onun o kocaman yüreği o koliye sığmaz!
 
 
Lokumu ne kadar sevdiğimi bilen dost, beni ne kadar mutlu ettiğini tahmin bile edemezz :)
 
 
Bu güzel kremler sabunlar ise temizlik ferahlık kokuları..
Sabun ve kremden başka birşey kullanmadığımı biliyormuş gibi.. Hepsini çok sevdim.
Şimdiden çantam da yerlerini aldılar :)
 
 
 İşte kitaplarım yani yeni bebeklerimm :)
Galata Kuleli kitap ayracını, Turgay Uyar'ın sevilen ve pempe postit ile seçilen şiiri çok sevdim :)
 
 
Kitapları okurken yanında yiyeceğim çikolatalara, içeceğim kahvelere, meyveli çaylara kadar düşünülmüşüm.
Ayrıca bu güzel sözler.....
 

Beni ilk başta varlığınla mutlu etmiştin zaten ama bu güzel mi güzel hediyelerin, tatlı sözlerin
ne yalan söyleyeyim havalara uçurdu :)
 
Hayatta hep güzel insanlarla karşılaşalım inşallah,
İnşallah sende hep güzel insanlarla karşılaşırsın kıymetli dostum :)
 
Sevgiler :)
 
 

7 Mart 2013 Perşembe

Küçük Bir Mim Daha

Yine bir mim ile karşınızdayım. Ama değişik bir mim.
Bu mim bana Sevgili Çitlembik'den geldi ama ben ona kısaca Çit diyorum :)
Hemen cevaplarıma geçeyim..

1- Kedi olsaydınız hangi cins kedi olurdunuz?
Kedi mi? Benden kedi olmaz..
Pis yerlerde gezmem, dışarda durmam, acımdan ölürüm, hiç arkadaşım da olmaz çok huysuz bir kedi olur benden!
O yüzden cinsimi bulamadım :)


2- Enstrüman olsaydınız hangisi olurdunuz?
Demiştim, sorular çok değişik..
Ney olurdum.
İnce,
Uzun :P
Çalamasam da çok severim ney sesini büyülü geliyor kulağa.

3- Hangi yazarın yazım tarzını kendinize yakın buluyorsunuz?
İskender Pala, yazdıklarını okumayı çok seviyorum.
Tarzı tavrı on numara. 
Keşke bizim buralarda da söyleşisi olsa..

4- Ruhunuzu anlatan şehir?
Ruhumu anlatan şehir ruh halime göre değişkenlik gösterebiliyor.
Şimdilik,
Sakarya-Sapanca sanki orada beni bekleyen farklı bir huzur var..

5- En sevdiğiniz sanat dalı?
Ahşap yakma, kaligrafi, hat sanat dalları :)


Ahşap yakma sanatına ekstra bir hayranlığım var. Hatta şurada ki yazımda bahsetmiştim Ankara'da bu sanatla ilgili bulduğum tek yer Suluhan Çarşısı'nın içinde küçük bir dükkan. Giderseniz mutlaka uğramalısınız, küçük bir dükkandan doğan mucizeye sizde şahit olmalısınız :)


Bir mim'i de böylece cevaplandırmış oldum.
Teşekkür ederim Çit!
:)

Not: Görsellerin tamamı internetten alıntıdır.

5 Mart 2013 Salı

Bugün fazla gülümsüyorum hayata :)

Bazen sebebini bilmediğim bir mutluluk sarıp sarmalıyor ruhumu.
Tuhaf tuhaf gülüşler, amaan boşver diyişler
Ben bile şaşırıyorum kendime.
Ayağım taşa takılsa kırk gün düşünür dururum halbuki ne yaptım ki ben? diye.
Ama mutlu olunca insan düşünmek istemiyor sebebini.
Bu bir mükâfat olsa gerek diyip gülümsemesine devam ediyor.

Hepimize oluyordur değil mi, yoksa ben kendi kendime seviniyo olamam herhalde :)






Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...