Bol fotoğraflı bir post oldu şimdiden belirtmek isterim..
Aslında klasik bir pazar günüydü.
Herşey bir anda oldu.
Olay anında sarhoştum, hatırlamıyorum.
:)
Yol arkadaşım
Sahi Neydi Aşk ile Hacı Bayram Camii'nde bulduk kendimizi.
Sonrasında Ankara Kalesine doğru yola koyulduk.
Şimdi hurdalıkta sürünen bu arabalar kim bilir vakti zamanında ne yollardan geçmişti :)
Avm gezmekten sıkılanlar için şahane bir yer Ulus.
Her sokakta farklı birşey görmek, farklı insan topluluğu ile karşılaşmak mümkün.
Bu Camii'de Kale'ye çıkarken solda dönerken sağda 13. yy. zamanından kalma şahane mi şahane bir Camii. Giderseniz uğramanızı tavsiye ederim :)
Ankara'ya restorasyon yaradı. Her anlamda yaradı hemde.
Kale tarafı çok güvenli olmazdı, tek başına çıkmaya cesaret edemezdi insan. Şimdi de güvenlik, polis olmasada etraf daha bir güvenli geliyor insana.
Bizden çok turistlerin uğradığı bir Müze burası,
Bizde elimize geçen fırsatı değerlendirerek girdik içeriye.
Dışarıdan küçük bir müze gibi görünsede içinde küçük odaları görünce nereden başlayacağımızı şaşırdık :)
İçlerinde o kadar değişik işlenen bastonlar vardı ki hepsi birbirinden güzel ama biz yaşlanmayalım en iyisi, bu bastonları hiç kullanmayalım :)
Birde elektrik süpürgeleri çok güzeldi, sahiden eskiden kalma eşyalar çok daha güzel görünüyor insanın gözüne.
Fotoğraf makinaları, gemi motorları, pilot malzemeleri, küçük atölyeler daha neleer nelerr
Kapanış pozumuz..
Hamamönü geçerkende böyle mest oluyor insan Karşısında Kocatepe arkasında Atakule yani dolu dolu Ankara.
Herkese sağlıklı, mutlu haftalar :)