Aylardır elimde olan ve bir türlü oturup keyifle okuyamadığım bir kitap oldu Çalıkuşu.
Ve nihayet Çalıkuşu'mu okudum.
Okudum okumasına da..
Kâh kızdım, kâh üzüldüm, kâh ohhh iyi oldu sana Kâmran Efendi! dedim durdum.
Sonra ne oldu.
Off Feride Off'lara döndü durum.
Neymiş efendim sormadan, dinlemeden, bilmeden yargısız infazlar yapıp hükümler verirmiş.
Gurur böyle dik tutarmış insanı ayakta ama, insan içten içe yıldırdığının farkına geç varırmış.
Sonra pişmanlıklar olur da bir türlü dile gelmezmiş.
Sevmek mi zor sevilmek mi bilemedim.
Hatta Feride'nin ciddi kararlar aldığı sırada elimden bıraktım kitabı devam edemedim.
Ondan sonrasını çok daha korkarak okudum.
Farklı bir mutluluğu, farklı bir hüznü var Çalıkuşu'nun,
Gülbeşeker'in
İpekböceği'nin
İçinde unutamayacağım bir çok yer oldu fakat Kâmran'ın şu sözleri sevenlerin sevdiklerine kavuşamayışlarının en büyük kanıtı gibi... (bence)
Şöyle söylüyor Kâmran Efendi eniştesine: ''Ne istediğimi, ne yaptığımı hiçbir zaman kendim de bilmedim....''
Devamını yazmaya lüzum görmüyorum çünkü bu sözleri her şeyi anlatmaya yetiyor.
Dizi bitmeden kitabı okuduğuma sevinsem de Çalıkuşu'nun bünyemde etkisi büyük oldu.
Kâmran Efendi'nin o sözleri ise kendisine daha çok sinir olmama sebep :)
Benden daha tembeli yoktur ama okumayanlara da şiddetle tavsiye olunur!
Feride gibi bir insan herkesin hayalinde olmalı!