18 Ağustos 2013 Pazar

Kararsız Olmak Zordur

Geçen gün anneme ayakkabı bakıp beğendiğim yerleri işaretleyim dedim.
Flo'ya girdim tam koştur koştur ayakkabılara bakarken kollarına kırmızı çantalar takan bayan, sizce bu mu? yoksa bu mu? diye sordu. 
Ama ben daha kararsızım diyemedim :)
Bence sağda ki dedim, aslında ben ilk solda olanı beğenmiştim dedi.
O zaman ilk beğenilen genelde daha akılda kalan oluyor dedik ama,
Bu sefer de oda biraz hasırlı gibi, bir de deri değil ya bilemedim şimdi diyince,
Aslında evet sağda olanın kırmızısı da daha güzel sanki hem daha kullanışlı diye
Baya bir istişare ettik.
Sonra dedim ki!
Heeyy napıyorsun, kelin ilacı olsa kendi başına sürer.
Mağazada ki kadının aklını da çorba edip kaçtım oradan :)

İşin sonrası Derimod'da..
Tam mağazaya girmiş raflara odaklanmışken, bir elinde bej diğerinde krem renkli ayakkabı olan bayan, sizce hangi rengi almalıyım? diye sordu. Ve...
Tutamadım kendimi :)
Krem güzel duruyor evet ama bej daha güzelmiş dedim.
Oda, dimi bej'i daha çok kullanırım, hem krem çok açık..
Falan fişman derken, nihayetinde bej renk olanı aldı. 

Kararsız bir insan için en zor şeydir iki parça arasında kalmak.
Kararsızlığı hat safhada yaşayan biri olarak bayramdan önce aldığım şalı hala değiştirsem mi diye düşünüyorum. Bir şeyler dürtüyor çünkü. 

Ayrıca, kararsızlığımın tavan yaptığı zamanlarda en korktuğum şey, mağazada tanımadığım birinin böyle zor sorular sorması :)


11 Ağustos 2013 Pazar

Kitâb-ı Aşk

Aslında elimde ki kitabı bitirmekti niyetim
Aşklı, doyurucu bir kitap okuma modun da olunca...
Değerlendirdim.
İskender Pala'nın Kitab-ı Aşk kitabı öyle güzel ki
Tek solukta okunur.


Aşk'ı yanlış anlıyoruz bazen
Yanlışta anlatıyorlar çünkü. 
Aşk gizlendiği zaman güzel.. 
O gizemi hissettiğin zaman daha heyecanlı.
Ama, ahh ahh demek düşüyorsa payıma susarım.

Çoğu yerin altını çizdim..
Misâl;

Göz... savaşı başlatan haberci.
Bakış... Elde olmayan kader; ilahi kaza.
Ve aşk.. Kalp ile göz arasında kutlu bir hadise. 'Sayfa 21'

Ne hoş değil mi :)

9 Ağustos 2013 Cuma

Düşmek Varsa Nasipte

Bayramın 1. günü,
Sabah kalkılır.
Zor da olsa kahvaltı yapılır. 
Akıl başa gelince tekrar ev ahalisi ile bayramlaşılır.
O sırada, biz de büyüklerimizi ziyaret edelim derken kapı çalar.
Misafir gelir.
Tatlılar... dolmalar... şekerler derken
Hoop hepsi bitiverir.
Tam misafiri uğurlarken, etraf toz olmuş diye yerleri silen annenin sildiği yere basan yasemin de bir güzel fayansı öpüverir.
Anneee ne vardı şimdi yerleri silecek! demenin pişmanlığını yaşar bütün gün, 
Anne de üzülmüştür zaten bir kere.
Bilir başına gelecekleri. 
Nazlıdır çünkü kızı.
N'apsın...
Çekecek artık kızının nazını :)
Hayır, o değil
Bu bayram yatarım ohh mis gibi bir yerlere de gitmem diyordum.
Gözüme dizime durdu :)


Bayramımız mübarek olsun efendim!
Rabbim sağlıklı, mutlu, huzurlu nice güzel bayramlar görmeyi nasip etsin bizlere.




Not: Görsel google'dan fakat kızın gözleri neden kıpırdıyor anlayamadım..

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Hayırlı Kandiller

Kandil günleri hep böyle olur.
Mutluluğun yanında farklı bir huzur. 
Bugüne kavuşturan Rabbe binlerce kez şükürler olsun, dersin uyandığında.
Bugün camları sil(elim) diyen anneye de, aşkolsun anne! kandil ya bugün ne temizliği der çıkışırsın sabah sabah :)
Yine de yüzün güler. 
Her günümüz kandil tadında olsun inşallah. 
Rabbim bugünün feyzinden bereketinden nasiplenenlerden olmayı nasip etsin bizlere.

Kandiliniz Mübarek Olsun!


31 Temmuz 2013 Çarşamba

Kaderin Üstünde Bir Kader Vardır...

Bir şey istiyorum..
Tadı damağımda kalsın,
Gittiğim her yerde benimle olsun.
İstediğimin adı aşk'sa evet, aşk olsun.
Yani güzel bir şeyler olsun..

Diyorum
Ve
Sonra, Sezai Karakoç'la diriliyor gözlerim...


Bir de;

''Aşk,kağıtta yazı,dilde söz değil;kalpte kurşun sükut-u edeptir..'''

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Ummadık Zamanda

Bu hafta can sıkıntımı blogdan aldım hep.
Şablonu değiştirdim sonra geri düzelttim.
Yazı tipimi değiştirdim sonra tekrar eski haline çevirdim.
Derken, dün bir mail.
Ağzım kulaklarımda öylece ekrana baka kaldım.
En önemlisi içten gelerek yapılmış bir hediye.
Ne hoş, ne ince düşünceli insanlar var gerçekten hayatta.
Çok mutlu oldum.

Güzel header için tekrar çok teşekür ederim SayfalarDolusu :)
Çok mutlu ettin beni...



19 Temmuz 2013 Cuma

Ramazan Çocukları

Tam Cami'den çıkarken başımı çevirmemle bu şahane manzarayı görmem bir oldu.
Fotoğraf kalitesi düşük olsa da paylaşmak istedim.
Böyle şahane manzaralara her zaman denk gelinmiyor.


Ankara'nın en güzel Cami'lerinden biri Kocatepe Cami'si ama sanki artık duvarları soğuk. 
Cemaat Camiyi doldurmuyor. 
Daha sessiz, daha sakin...


Gerçi tekrar eskiye döndürüp, bir şeyleri canlandırdığı için 
aramızda ki bağın aynı kaldığı kanaatine vardım :)


Asıl mevzu;


Ailecek Cami'de bulunmak, o manevi havayı beraber solumak, beraber secdeye varmak şüphesiz şahane bir duygu. Eminim çocukken bir çoğumuzun yaptığı şeydir birlikte namaz kılıp, beraber secdeye varmak.


Babam secdeye varırken bende secde ye eğilirdim, sonra gözümün ucuyla babamı gözetlerdim :)


Geçen akşam sahurda Serdar Tuncer, ''Çocuklarınızı sahura kaldırın, gündüz oruç tutmasalarda kaldırın. O havayı, muhabbeti o maneviyatı yaşasınlar!'' diyordu.
Sanırım böyle söylüyordu.
Hatırladığım kadarıyla farklı bir kanalda, ''Eğer ola ki çocuk bir gün yolunu şaşırırsa, geçmişe dönüp baktığında tutunabileceği bir dal, güzel şeyleri hatırlasın. Hatırladıkları yolunu bulmasına yardımcı olsun'' diyordu. Aklımda kalanlar...


Kesinlikle öyle..
Unutmuyor insan oğlu.
Sürekli hatırlaması gereken şeyleri hem de hiç unutmuyor.
O yüzden Ramazan çocuklarında olmalı.
Onlarda Ramazanın feyzinden orucun bereketinden nasiplenmeli.
Bizim evin miniği de, ağlasa da gözlerini açamasa da sahura kalkmalı :)



Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...