3 Ağustos 2013 Cumartesi

Hayırlı Kandiller

Kandil günleri hep böyle olur.
Mutluluğun yanında farklı bir huzur. 
Bugüne kavuşturan Rabbe binlerce kez şükürler olsun, dersin uyandığında.
Bugün camları sil(elim) diyen anneye de, aşkolsun anne! kandil ya bugün ne temizliği der çıkışırsın sabah sabah :)
Yine de yüzün güler. 
Her günümüz kandil tadında olsun inşallah. 
Rabbim bugünün feyzinden bereketinden nasiplenenlerden olmayı nasip etsin bizlere.

Kandiliniz Mübarek Olsun!


31 Temmuz 2013 Çarşamba

Kaderin Üstünde Bir Kader Vardır...

Bir şey istiyorum..
Tadı damağımda kalsın,
Gittiğim her yerde benimle olsun.
İstediğimin adı aşk'sa evet, aşk olsun.
Yani güzel bir şeyler olsun..

Diyorum
Ve
Sonra, Sezai Karakoç'la diriliyor gözlerim...


Bir de;

''Aşk,kağıtta yazı,dilde söz değil;kalpte kurşun sükut-u edeptir..'''

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Ummadık Zamanda

Bu hafta can sıkıntımı blogdan aldım hep.
Şablonu değiştirdim sonra geri düzelttim.
Yazı tipimi değiştirdim sonra tekrar eski haline çevirdim.
Derken, dün bir mail.
Ağzım kulaklarımda öylece ekrana baka kaldım.
En önemlisi içten gelerek yapılmış bir hediye.
Ne hoş, ne ince düşünceli insanlar var gerçekten hayatta.
Çok mutlu oldum.

Güzel header için tekrar çok teşekür ederim SayfalarDolusu :)
Çok mutlu ettin beni...



19 Temmuz 2013 Cuma

Ramazan Çocukları

Tam Cami'den çıkarken başımı çevirmemle bu şahane manzarayı görmem bir oldu.
Fotoğraf kalitesi düşük olsa da paylaşmak istedim.
Böyle şahane manzaralara her zaman denk gelinmiyor.


Ankara'nın en güzel Cami'lerinden biri Kocatepe Cami'si ama sanki artık duvarları soğuk. 
Cemaat Camiyi doldurmuyor. 
Daha sessiz, daha sakin...


Gerçi tekrar eskiye döndürüp, bir şeyleri canlandırdığı için 
aramızda ki bağın aynı kaldığı kanaatine vardım :)


Asıl mevzu;


Ailecek Cami'de bulunmak, o manevi havayı beraber solumak, beraber secdeye varmak şüphesiz şahane bir duygu. Eminim çocukken bir çoğumuzun yaptığı şeydir birlikte namaz kılıp, beraber secdeye varmak.


Babam secdeye varırken bende secde ye eğilirdim, sonra gözümün ucuyla babamı gözetlerdim :)


Geçen akşam sahurda Serdar Tuncer, ''Çocuklarınızı sahura kaldırın, gündüz oruç tutmasalarda kaldırın. O havayı, muhabbeti o maneviyatı yaşasınlar!'' diyordu.
Sanırım böyle söylüyordu.
Hatırladığım kadarıyla farklı bir kanalda, ''Eğer ola ki çocuk bir gün yolunu şaşırırsa, geçmişe dönüp baktığında tutunabileceği bir dal, güzel şeyleri hatırlasın. Hatırladıkları yolunu bulmasına yardımcı olsun'' diyordu. Aklımda kalanlar...


Kesinlikle öyle..
Unutmuyor insan oğlu.
Sürekli hatırlaması gereken şeyleri hem de hiç unutmuyor.
O yüzden Ramazan çocuklarında olmalı.
Onlarda Ramazanın feyzinden orucun bereketinden nasiplenmeli.
Bizim evin miniği de, ağlasa da gözlerini açamasa da sahura kalkmalı :)



15 Temmuz 2013 Pazartesi

Mimlenmek Güzeldir

Talihlisi olduğum bir kaç blog var artık, kendilerini ne kadar seviyorum bilsinler :)
Şeyda'nın Şeyleri'nden debbie seti kazanmıştım. Kitaplarım geldi!
Bir kez de buradan çook teşekkür ediyorum kendisine :)


Şeyda'nın Şeyleri Mim'in de beni de unutmamış ayrıca sağolsun. Bir çırpı da büyük bir zevkle cevapladım soruları. Sorular şöyleydi....

BEN KİMİM?
18 yaşında, lise son sınıf öğrencisiyim. Bu sene üniversite sınavlarına hazırlanıyorum! demeyi çok isterdimm... Ama değilim :) 
Kendi halinde yaşayan, 20'li yaşların başlarından ortasına gelmek istemeyen bir kulum sadece. Biraz da muhasebeci olma gayretim var, o kadar.

BLOGUMUN ADI NEREDEN GELİYOR?

(Bu sorunun cevabı bir alttaki sorunun içinde olsun.)

BLOG AÇMAYA NASIL KARAR VERDİN?

Uzun süre blogları takip edip, aradığım bir çok şeyi bloglarda bulunca, okumanın yazmak kadar keyifli olabileceği kanaatine vardım. Bu bir başlangıç olsun diyerek saatlerce isim arayışına koyuldum. Sonra ertesi gün başladığım isim arayışım sabahın 4'üne kadar sürünce Dünden.. Bugüne.. 'ye karar verdim :)

NEDEN YAŞAM BLOGU?
Yaşamdan çok kendimden bir şeyler.. ucundan kıyısından düştüğüm küçük notlar gibi desek daha doğru olur...

KİŞİLİĞİM?

Huysuz, suratsız, geçimsiz, inatçı biri değilim aslında :) Sadece, tipik teraziyim..

HOŞLANDIKLARIM?

Gezmeyi, evde vakit geçirmeyi, annemle karşılıklı çay içmeyi, sadece bir kaç sayfa okusam da kitaba sarılarak uyumayı çok severim :) 

HOŞLANMADIKLARIM?

Evde yalnızken kapının, telefonun çalmasından hiç hoşlanmam. Ve de birinin sürekli Yasemiiiinnn Yasemiiiiiiin diye bağırması, duyuyoruz dimi yani bir nefes alda cevap verelim! :)

EN ÇOK SEVDİĞİM MAKYAJ MALZEMEM?

Evet burası artık bir genç kızın dramı... Makyaj malzemesinden anlayışım, el kremi, nemlendiriciler, göz kalemi ve aylaynırdan ibaret olduğu için.. en sevdiğim makyaj malzemem tabi ki el kremlerim :)

ÇANTAMDA OLMAZSA OLMAZIM?

Kapıda kalırım korkusu ile evin anahtarı olmazsa olmaz. Selpak, telefon, not defteri ve kalemi de dahil edebilirim listeye.

EN SON OKUDUĞUM KİTAP?

Bin muhteşem güneş.. şahaneydi gerçekten.

Benden bu kadar. Çok teşekkürler mim için Şeyda'nın Şeyleri :)

Ben de bu mim'i;

Hayalotobüsü
Bir Öyle Bir Böyle

Hüzün Ötesi - Dolu zamandan artan, boş zamanı dolduran
veee Çit! :) 
Blogcu dostlarıma gönderiyorum. Cevaplarsanız mutlu olurum.
Diğer bloglardan da cevaplayan olursa keyifle okurum...bilginize. :)

14 Temmuz 2013 Pazar

Olaylı Ekler

Ahh bu tatlı :)
Artık bu eklerin bir olayı var.
Tarifi görünce eve gider gitmez denerim dedim. 
Ben tarifi yazıcıya gönderirken faks geliyormuş meğer. 
O sırada kapı çalıp, patron amcam da yazıcıdan çıkan faksı isteyince arkasından gönderdiğim tarifi unuttum o an. 
Öylece verdim.
Tabi ben olayın farkına marketin önünde varınca iş işten çoktaan geçmiş oldu.
Hayır evraklara baktın içinde senin olmayan bir şey var, geri getirsene dimi yanii...
Neyse.. Şimdi meraktayım..
Ya tarifi beğendi, ya pazartesi günü vericek, ya da güzelim tarif kağıdımı yırtıp attı :)


Tarif Umut Sepetim'den :)
Tarifleri hem pratik hem de çok lezzetli oluyor.  O yüzden çok seviyorum.
Bu sefer ki benim sayem de biraz karışık oldu ama olsun.. 
En azından ekler gerçekten güzeldi.

Hayırlı Ramazanlar herkese... 

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Çok İstersen

 Bir şeyi istemek, ona nâil olmak demektir; zira Allah-u Teala kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez.'' 
İmam-ı Rabbani ...

Bir şeyi çok istersin, sen olmaz sanırsın... diye başlayan bir cümle var ya hani. Sürekli insanın aklında kalıyor.
Benim de öyle. Bazen bir şeyi çok istiyorum. Bazen de çok istediğimin farkında dahi olmuyorum. Sonra o şey hiç ummadığım bir zamanda karşıma çıkıyor. İşte o zaman tevafuklar, şükürler şahane şahane diziliyor. 

Küçük bir örnek vermek gerekirse... 

Seyhan'ı bilmeyen, sevmeyen yoktur. Bende öyle. Çok istemiştim Seyhan'ın çekilişlerinden kazanmayı. Çok içten istemiş olmalıyım ki, o kadar çekilişten sonra ilk yorum yapmama rağmen kazandığımı öğrenince büyük bir şok geçirmiştim.





Sonra...
Benim için debbie setini almak önemliydi, evet :) Set şeklinde alıp daha keyifli okumalıydım seriyi. Hepsiburada.com'da sürekli sepetime atıp kredi kartı olan birinin yakasına yapışmaktı tüm çabam. Kart aramamın tek sebebi babamın internetten alışveriş yapmama konusunda hala sabit fikirli olmasıydı.. Risk alamazdım.
Kredi kartı olanlara da bana internetten kitap alır mısınız? babam almıyorda.. diyemedim ^_^
Ulus'ta, Kızılay'da bir kaç kitapçıya sordum. Seti yokmuş. Tek tek almam gerekiyormuş. Yılmadım. Biraz daha bakayım dedim ama sonra nafile...
Bende serinin ilk kitabını aldım haliyle. 

Daha sonra Şeyda'nın Şeyleri çekiliş yapmıştı bu kitap serisini. Ona katıldım. 
Kazanmışım :)
Şimdi diyorum ki kendime, çok iste! Lütfen çok iste ama biraz da başka şeylerden iste :)))



Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...