29 Temmuz 2012 Pazar

Bir Ramazan Günü....

Selamınaleyküm herkese, nasılsınız efendim :)
Ramazan tüm hızı ve tüm bereketiyle geldi. Günler çabuk geçiyor maşAllah. 
Her zorlukla beraber bir kolaylık var. Elhamdülillah.
Bütün Ramazan'ı evde geçirmeye niyetlenmiş biri olarak, dışarı çıkmamak için elimden geleni yapıyorum. Beni yazın sıcağı hep korkutmuştur. İçimde bilmediğim sebepler hep sıcak havaları sevmeme engel olmuştur. O yüzden bugün gelen yağmur ruhuma şifa oldu.
Bizde gelen fırsatı değerlendirip Teravih vaktinde Kocatepe Camii'ne gittik.


{Bu sefer ekstra bozuk olmuş görüntü, ama olanlarıda paylaşmak istedim sizinle :)}


Birde Kocatepe'de ki kitap fuarını gezdik. Çok güzel kitaplar var insanın hepsini alası geliyor.


{Eskiden de giderdik Kocatepe'ye ama sanki daha bir kalabalık olurdu. Hatta çok kalabalık olduğu için Cami'nin en altınıda bayanlara açarlardı, diye hatırlıyorum. Acaba yanlışmı hatırlıyorum?}


Fuar Cami'nin içerisinden de görünüyor.




Darısı Hacı Bayram Camii'ne inşAllah, oraya sevmekten öte bir bağlılığım var. Sanırım avlusunda yaşayabilirim :)

Birde bu şahane reklamı paylaşmak istiyorum sizinle. Belki izlemeyenler vardır. Bayıldım çocuğun tatlılığına maşAllah :)


Mutlu Pazarlar!
ve
Herkese hayırlı, sağlıklı ve mutlu Ramazanlar!
:)
Ayrıca!!
Kelebek gibi blog sahibesinin bu güzel çekilişine katılmak isterseniz kendisine buradan ulaşabilirsiniz :)

Ve Makyaj Günlüğü'nün 3.yaşını kutladığı çekilişede buradan ulaşabilirsiniz.


8 Temmuz 2012 Pazar

Mutfaktaki denemelerim (1)

Selamlar Herkese :)
Bu aralar boş kaldıkça sık sık blogları okuma fırsatı yakaladım. Siz marifetli blog sahiplerinin oluşturduğu sayfaları gezerken de ne kadar beceriksiz olduğumu anladım :)
Bu arada da kendimi mutfakta bulduğum bir kaç blog ile karşılaştım.


Sevdiğim ve denediğim kurabiye tariflerini paylaşmak istiyorum sizinle.
En büyük problemim, ''alabildiği kadar un'' kısmı. Elimin ayarı olmadığı için hâlâ zorlanıyorum açıkçası :)
Yukarıdaki Susamlı kurabiyeye bayıldım, aynı gün bitti diyebilirim. Kokusu tüm binayı sarınca kısmetlisi çok oldu :)


Tarçınlı kurabiyeyi ikinci defa yaptım. Çok sevildi kendisi :)
İlk denemem kadar başarılı olamasamda görüntüsünden çok tadı tatmin edici oldu.

Birde patatesli kekim vardı ama onun fotoğrafını çekmek kısmet olmadı. ''Patatesli kek'' ismi değişik geldi o yüzden denemek istedim. Tuzlu şeyleri sevdiğim için bu tarifide sevdim. 
Bir de patatesin her halini çok severim.

Tüm tarifleri Umut Sepeti'nden aldım. Kendisi o kadar marifetli ki maşAllah, bloğuna ve yaptıklarına hayran kaldım. Nimeti en güzel haliyle sunmuş bize maşAllah :)

Kurabiyelerin şekilleri her ne kadar marifetli Umut Sepeti'nde ki kurabiyelere benzemesede :)
Sizde denemek isterseniz:

Susamlı kurabiye tarifine buradan....
Tarçınlı kurabiye tarifine  buradan.....
Bir de
Patatesli Kek tarifine buradan.......
ulaşabilirsiniz :)

Umut Sepeti'ne kocaman sevgiler :)

Herkese hayırlı, sağlıklı ve mutlu haftasonları inşallah.
:)




2 Temmuz 2012 Pazartesi

AŞK !

Aşk olunca gönüller birleşir, aşk olunca kıyamet koparcasına hareketlilik olur.
Aşk olunca şimşekler çakar,rahmetler yağar.
Âlemler kıyama kalkarsa aşktandır. Hastaların şifa bulması aşktandır.
Aşk ile döner gökler,aşk ile durur kâinat.
Aşk, Mecnun'dan Leyla'ya bir feryat, Mansur'dan dara bir sır, gözden kalbe bir yoldur.
İllâ ki belalarına katlanmak gerek.
Sabr etmeyen belâlarına aşkın anmasın
Nûş etmesin şarâbı kaçanlar humârdan

(Belâlarına katlanamayacak olanlar aşkın adını anmasınlar; “sonunda baş ağrısı var” diyenler, şarabı hiç içmesinler.)


 İskender Pala







24 Haziran 2012 Pazar

Help!

 
Geçen ay kuzenimin kınası için elbise arayışına koyuldum. Ama değil elbise, gönlüme göre bir etek bulmak bile çok zor. Baktım olmuyor, bu seferde terzi arayışına koyuldum ama onda da başarılı olamadım. Bende en sonunda böyle bir elbise aldım. Mağazada farketmemiştim elbisenin boyunun kısa olduğunu, eve gelince bir baktım elbise kısa topuklular ben burdayım diyor, bende düz bir babetle giymek zorunda kaldım.
Boyuydu, rengiydi gibi tüm sorunlarını kafamda halletmişken üzerinde bir kaç değişiklik yaparak bir yakınımın kınasında daha giymek istiyorum bu elbiseyi :)


Şimdi, siz sevgili bloggerların engin düşüncelerine ve fikirlerine ihtiyacım var.
Elbisenin üzerinde değişiklikler yapmak istiyorum ama nasıl oynamalar yapsam bilemiyorum. Zamanım varken de değerlendirmek istiyorum.


Düşüncelerinizi ve fikirlerinizi benimle paylaşmanızın vereceği mutluluğu tahmin bile edemezsiniz :)

Herkese sağlıklı ve mutlu günler..

16 Haziran 2012 Cumartesi

Allah'ım hayretimi artır!!

Bazen bir olay karşısında şaşırdığımızı, hayretler içerisinde kaldığımızı  tepkilerimizle gösterdiğimiz anlar vardır. Bende bu anları kaçırmadan sıklıkla tekrarlar etrafımda ki insanların yüreklerini ağızlarıyla buluşturmayı başarırım :)

Ama hayret etmenin bir sünnet olduğunu bilmiyordum. Unutulmuş bir sünnet: "Allah'ım, hayretimi artır!" Hayretini artıran, hiçbir şeyi olağan ve normal bulmayan Peygamberin baktığı gibi bakar.

Okuduğumda mutlu oldum... Bizimde hayretimiz artar, bu güzel sünnete nail olanlardan oluruz inşAllah :)

MİRAÇ KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN!!


7 Haziran 2012 Perşembe

Kuğulu Parktaki sevimli pıtırcıklar

Yine bir kuğulu postu ile başbaşa bırakmak istiyorum sizi.
Siz bu kız Ankara'da sadece buraları biliyor dönüp dönüp yazıyor demeden açıklık getireyim :)
Bu sefer konu tamamen başka.


Geçen hafta Tunalı tarafına gittiğimizde gördük bu güzel coşkulu kalabalığı.


Blog olunca yakaladığım her görüntüyü sizinle paylaşma isteğim doğuyor haliyle :)




LÖSEV'den lösemili kardeşlerine destek!! 



Küçükler o kadar tatlılardı ki izlemeden geçmek gibi bir şansınız yok.


Miniklerin arkasında da Ankara Anadolu Lisesi öğrencilerinin desteklerini gördük sesleride gayet güzeldi.


Böyle güzel bir destek karşısında söylenebilecek çok fazla şey yok aslında.



Verilen her emek çok özel ve çok güzel.


Rabbim tüm hastalara acil ve hayırlı şifalar verir inşAllah.
Herkese şimdiden Hayırlı Cuma'lar..

25 Mayıs 2012 Cuma

Hacı Bayram Camii



Hazırladığım en uzun post oldu. Umarım sıkılmassınız :)

İşte burası Ulus'un kalbi!
Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin türbe-i şerifi ve Hacı Bayram Cami






Sevgili arkadaşım sahineydiask ile
sınav öncesi niyetlenmiştik Hacı Bayram Camii'ne gelmek için ve
bir kandil daha geçirmek nasip oldu elhamdülillah bu muhteşem Camii'de.





Köşede duran stanttaki lokumlardan yiyemesekde, coşkulu ve neşeli kalabalığı görmek şahane bir duygu oldu bizim için.
Sol tarafta ise yapılan çeşme kocaman çok güzel bir hava katmış Camii'ye, yapandanda yaptırandanda Allah razı olsun.



VE
 Camii avlusundan asaleti ile görünen Ankara kalesi...





Sanki gittikçe güzelleşiyor bu Camii, her gidişimde bir önceki gidişimden çok daha fazla seviyorum buraları..




Okunan mevlid-i şerif'in ardından kalabalığın dağılmasını beklemedik tabi :)
Çünkü akşam ve yatsı ezanları arasında bir mevid-i şerif daha okunucaktı.




Bu güzel günün fotoğrafları arkadaşım sahineydiask'a ait. Kendisi fotosever ve benisever bir insan olduğu için sağolsun bol boll fotoğraf çekti :)



Camii'nin içinden bir görüntü. Aslında diğer tarafıda görüntülemek istedi sahineydiask
ama namaz kılanları rahatsız etmek istemedik.



Camii'nin en sevilen köşelerinden...
 

Gün böyle bitmedi aslında, senede bir defa Ramazan ayının son 10 gününde açılan Çilehane'yi kandil sebebiyle bugün tekrar açmışlar.
Ama üç saati kadınlara, üç saati erkeklere ayırmışlar.
Biz geç kalmış olsakda sağolsun oradaki sorumlu amcalar ve güvenlikler görmek isteyen ve geç kalan bir grup bayanın görmesine müsaade ettiler.





İlk başta içeri neden insanları azar azar aldıklarını anlamamıştım. Çünkü hayallerimdeki çilehane; kocaman, ferah bir alana sahipti Hacı Bayram-ı veli hz.leri kalıyordu sonuçta orada, içeri giren insan sayısıda bu kadar sorun olmamalıydı...



Derken...
''kafalarınızı eğerek geçin'' diyen bir görevli ile karşılaştık.
Nasıl yani! demeye kalmadan minicik bir kapının içinden geçtik ve kafamızı çevirince üst resimde görünen, çok amaçlı dolap ve raflar ile karşılaştık.




O dolapların karşısında bulunan bir kaç basamak. Onun üst kısmında da çilehanenin havalandırması bulunuyor.



Başımızı kaldırınca tahtadan yapılmış olan orjinali bozulmadan korunan tahta tavan ile karşılaştık.


Burası ise Hacı Bayram-ı Velii hz.lerinin banyo ve lavabo'su imiş.



İşte bu kapı; vay bee dedirten, düşündüren ve utandıran bir kapı. Buradan tek sıra halinde ilerliyip Hacı Bayram-ı Velii hz.lerinin günlerinin büyük bir çoğunluğunu geçirdiği odaya ilerliyorsunuz. Zaten o uzun koridorda iki kişinin yanyana yürümesi mümkün değil.




Üstte görünen foto antreden bir görüntü.


Bu kapı ise bel hizanızı biraz geçen boyda olan bir kapı. İçeri geçerken ''aman kafalara dikkat'' diyen görevliler olmasa bir çok kişinin canı yanabilirdi.
Biz 5 dk zor kaldık, Hacı Bayram hz.lerinin 40 gün ibadet ettiğini düşününce karmaşık duygular kaplıyor insanı.




Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin ve öğrencileri Akşemseddin, Şeyh Eşrefoğlu Rumi'nin ve tarikat üyelerinin kaldıkları odalardan biri...



Burada bir önceki resimdeki boyutta olan bir diğer oda. İçeride en fazla 2 veya 3 kişi oturabilir. Dünya rahatı düşünülmeden yapılmış olan yapıtlar.


Bu fotoğrafta son bakış ve bir iç çekiş oldu.

Bir kandili daha Hacı Bayram Camii'nde geçirmenin verdiği mutlulukla günü sonlandırdık.
Yol arkadaşım sahineydiask'a teşekkür ediyorummm fotoğrafları ve yol arkadaşlığı için :)

Daha nice kandillerimiz olur inşAllah...
Herkese Hayırlı Cuma'lar
:)



Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...