18 Mart 2012 Pazar

Şeker kutularım :)

Selâmlar sevgili blog sakinleri :)

Artık havalar ısınmaya güneş yüzünü göstermeye başladı, havada ki güzelliğin ağaçlara yansımasıyla beraber, düğünler sezon açılışlarını yapmaya hazırlanıyoken bende bu güzel hareketliliğe katılmak ümidiyle sizleri şeker kutularım ile tanıştırmak istiyorum :)


Karşınızda gelin kızımız ve damadımız :)




Aslında bu tür kutu yapma fikri aklımda yoktu, minik yiğenimin [hiçde sevmem yeğen kelimesini- ablamın kızının :)]  doğum gününde arkadaşlarına hediye etmesi için rengarenk minik şeker kutuları hazırladım.
Daha sonra bu tür kutuları düğün şekeri şeklinde yapsam nasıl olur acaba diyerek başladım. Ve sevgili arkadaşımla kendimizi nikah, bebek, mevlüt şekerleri satan bir yerde bulduk, orda şeker kutuları için bizimle ilgilenen kişi tarafından beğenilmesi ve güzel karşılanması daha da cesaretlendirdi diyebilirim :)


Yanlız resimler istediğim gibi olmadı malesef detayları çok fazla görüntüleyemedim.




Umarım sizlerde beğenmişsinizdir :)





17 Mart 2012 Cumartesi

Cumartesi Sohbeti ve Münib Engin Noyan!

''Yol, yanlızca yola çıkmadan evvel ve yola çıkamayanlar için uzundur!''
Münib Engin Noyan ile tanışmak, sohbetini dinlemek ve feyiz alabilmek günün bereketlerle dolu olduğunun bir göstergesi oldu.


O kadar hoş sohbetli bir insan ki zamanın nasıl geçtiğini anlamadım diyebilirim. Kitaplarında da konuştuğu gibi yazdığı için okumak gayet keyifli.


Engin Noyan'ın yabancı kökenli olduğunu ve hristiyanlıktan müslümanlığa döndüğünü zannediyordum ki kimse sormadan kendisi cevap verdi. 'Siz bilmessiniz ben genç ve yakışıklıyken sadece kimliğinde dini İslam yazanlardandım...' hanımı dahil olmak üzere tüm çevresi koministmiş.


 'Ben emekli kominstlerdenim!' şeklinde tanıtması salonda bulunan herkeste tebessüm oluşturdu :)
Sayfamda her zaman duran Kasas Suresi'nin 56. Ayet-i Kerime'si o an aklımdan geçen ilk Ayet oldu.


Hocanın ciddi duruşunun yanında,


Ve renkli kişiliğinin arkasında deri ceketinin saklı olduğunu görmek mümkün :)


Çok sevdim sohbetini hatta doyamadım diyebilirim, inşAllah bir daha ki sohbetine katılmak nasip olur.


Sohbetin sonunda payıma düşen ilk imzalı kitabım :)


Ve bugün dinlemeye doyamadığım şarkı.

Herkese keyifli, sağlıklı ve mutlu hafta sonları...
:)


4 Mart 2012 Pazar

Kuğulu, Ördekli, Köpekli Park

Karlar yağdı ve güneşin yüzünü göstermesiyle azda olsa etraf yavaş yavaş temizlenmeye başladı. Ben kış mevsimini çok seviyorum, tabi montsuz ve botsuz minikler görünce bu sevgim yerle bir oluyor. Mendil satan, ayakkabı boyayan minikleri saymıyorum zaten onlar ayrı yürek burkuyor. Onların işi para kazanmak değil, okula gitmek, sıcacık evlerinde oturup ders çalışmak, oyun oynamak. Sokaklarda mendil satıp, ayakkabı boyamak değil. Kısa ve öz bir cevabı var tabi bu büyük sorunun: ''Hayat şartları'' bu içimde bir yerlerde ama'sı bol olan bir yara o yüzden daha fazla deşmeden resimlerle devam ediyorum...

Soğuk havalarda beni cezbeden yerler genelde Hacıbayram, Kocatepe, Kuğulu Park oluyor.


Kuğular o kadar asil, o kadar kendilerinden eminler ki hayran olmamak elde değil.


Etrafına onca insan toplansa yine de ona verilen o muhteşem asaletten ödün vermiyor, tüm güzelliğiyle etrafa kendini hayran bırakmayı başarıyor.


Kuğular hakkında kısa bir araştırma yapıyım dedim ve öğrendiğim bir özellikleri çok hoşuma gitti. Ömürleri süresince yanlız ve yanlız bir eşleri olurmuş. Ahh ah asil hayvan bunlar yahu :) Bir kez daha hayran kaldım kendilerine.


Hayvanları bende çok seviyorum ama mümkünse uzaktan :)
Annesine poz verme pahasına gidip köpekciğin elinden tutan çocukta ki cesarete ba-yıl-dım...


Köpekcikte bayılmış olmalı ki çocuk yanından ayrılır ayrılmaz gözleri onu aradı :)


Tabi o sempatik tavırları görüntülemek isteyenler geç kaldı :) Köpek, çocuk yanından ayrılınca poz vermekten vazgeçti :)




Kuğuların yanı sıra birde şirin mi şirin ördekler vardı. Hepsi birbirinden güzel ve o kadar güzel yaratılmışlar ki sizi veren Allah'a kurban olunuurr :) diye sevesi geliyor insanın :)


Suda yüzmeleri, karda yürümeleri hepsi birbirinden güzel...



Yemek adası olsa gerek
Hepsi o kadar sakin bir güzellikle paylaşıyorlar ki onlara verilen nimetleri, o benim o senin yok hepsi bizim diyerek paylaşıyorlar.


Ve kışın en güzel karelerinden biri. Allah-ü Teâla yarattığı her varlığı korur, kollar aç bırakmaz, herkesin bir rıskı vardır bu dünyada az ya da çok.
Bizim evin yakınında ki parkın yanından geçerken donarak ölen kediyi görünce amcanın Allah'ın en sevgili kullarından olduğunu düşündüm.
Rabbim onu vesile kılmış bu güzel olaya MaşAllah.


1 Mart 2012 Perşembe

Köşe yazarları...

Köşe yazılarını okumayı, farklı insanların görüşlerini, düşüncelerini, anlattıklarını dinlemeyi, okumayı seviyorum. Bazen o kadar güzel oluyor ki o yazılar dönüp baştan tekrar okuyorum, yazarın konuya kattığı yorumun güzelliğinin altını çiziyorum kendimce.

Ama bazen karşılaştığım yazılar da tarafsızlık göremiyorum. Konuya hakim olamayışdan kaynaklı olsa gerek, yazarda ki gerginlik, sertlik üslubuna yansıyor. Okurken hissediyor insan kalemde ki soğukluğu. Ve ardından gelen yorumlara verilen cevaplar bir kanıtı oluyor yazarda ki huzursuzluğun.

Eleştiriye kapalıysa bir yazar, güzel eleştirilerin altını çizip, olumsuz eleştirenlerin üstünü karalıyabiliyorsa, bende o yazarın üstünü çizer bir daha yazdıklarını okumam. Hayatta güzelliklerle karşılaştığımız kadar olumsuzluklarla da karşılaşabiliriz. İşler her zaman yolunda gitmeyebilir. Bu bizim o yolda aldığımız eleştirilerden ötürü insanları rencide edip aşağılayarak cevap vermemiz hakkını bizlere sunmaz.

Kendi hayatımızla başbaşayken de böyle durumlarla karşılaştığımız oluyor. Yaradılışımız gereği kusursuz kavramını bünyemizde barındırmıyoruz, illâ ki hatalar, kusurlar bizler için var. Ama yapılan her olumsuz eleştri içinde kılıç kalkan kuşanmıyoruz. Sorunlara böyle yaklaşmak daha çok tetikleyebilir düşüncesiyle beklemeyi, sabretmeyi, uygun bir üslupla anlatmayı deniyoruz, başarıyoruz veya başaramıyoruz, ama elimizden geleni yapıyoruz.

Yeni keşfettiğim yazarlardan farklı yazılar okuma heyecanıyla başladığım yazının sonunda böyle bir durumla karşılaşmak üzücü oldu. Zira insanlara verilen tepkilerde ki üslubun klavyeye yansıttıkları hoş bir izlenim bırakmıyor insanda.

Biraz şikâyet vari bir yazı oldu sanırım ama naçizane içimi dökmüş olmanın verdiği rahatlığı yaşattı bana :)


29 Şubat 2012 Çarşamba

Yeryüzüne inen mucize..

*Kar tanelerini tek başına incelemek istediğimizde başarısız oluruz. Elimize düşen kar tanesi anında eriyip su olur.Kar taneleri bir araya geldiği zaman pamuk gibi görünür.* Birçoğumuzun gönlünü feth eden ilâhi kudret güneşin çıkmasıyla yok olur. Ve yerini başka mucizevi güzelliklere bırakır.


*İncelendiğinde ise bir kar tanesi 200'den fazla buz kristalinden oluşur.
Yere düşen her bir kar tanesi kristalleri altı köşeden ve farklı şekillerden oluşur.*


*Kar kristallerindeki muhteşem yapının fark edilmesi, bilim dünyasını şaşırtmış ve bilim adamlarında büyük bir hayranlık meydana getirmiştir. Öyle ki, kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan Amerikalı Wilson Bentley, gördüğü muhteşem sanat karşısında çok etkilenmiş ve elli yıl boyunca sürekli kar kristali resmi çekerek bu kar tanelerini incelemiştir.*


*Bentley keşfettiği kristal aleminin eşsizliğini ise şöyle dile getirmiştir:''Mikroskobun altında kar tanelerinin mucizevi güzellikte olduğunu keşfettim. Bu güzelliğin başkaları tarafından görülmemesi ve gerekli önemin gösterilmemesi büyük bir kayıp. Her kristal bir tasarım harikası ve hiçbir dizayn bir daha tekrarlanmıyor….''*


*Bütün kar kristalleri neden acaba altıgendir?.. Ve neden her biri diğerlerinden farklıdır? Kenarları neden düz değil de köşelidir? Bu soruların hala bilimsel bir cevabı yok. Ancak bilinen tek gerçek şu: Yüce Allah sonsuz güç sahibi olan, her güzelliği örneksiz ve sanatının içinde yaratandır.*


"O Allah ki, yaratandır, kusursuzca var edendir,'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir." (Haşr Suresi,24)

Evreni en ince ayrıntısına kadar Allah (C.C.) yaratmış ve Kendi sıfatlarıyla şekillendirmiştir. Var olan her şey O’ndandır. Tüm güzellikler, incelikler O’nun aklının tecellileridir. İnsana düşen, Allah’ın (C.C.) yarattıklarındaki eşsiz sanatı görmek ve bunların üzerinde düşünmektir. Allah (C.C.) örneksiz olarak yaratandır. Her bir kar tanesi Allah’ın (C.C.) izni ile yeryüzüne düşer. Karın oluşabilmesi için gerekli tüm etkenleri yaratan Allah’tır (C.C.) Isı değişimi, hava akımları, kristalleşme …

“Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp düşünmez misiniz? Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nahl Suresi, 17-18)

Çok sevdiğim biri kar taneleri hakkında şöyle bir açıklama yapmıştı: Her bir kar tanesini gökten bir melek indirir ve inen her melek etrafında ki diğer meleklere çarpmadan geri gider. Ve kıyamet gününe kadar aynı melek tekrar yeryüzüne kar tanesi bırakmaz.
Kar tanelerinin altı köşeli olduğunu, yere düşen her kar tanesinin birbirinden farklı olduğunu düşününce yapılan bu açıklama çok mantıklı geldi.
Allah-u Teâla yarattığı her kulunu, her canlıyı korur ve kollar.



Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...