18 Ekim 2013 Cuma

Kısa Bir Ara

Bayram geldi, gidiyor bile..
Ev sakin, ortam müsaitse durum budur.


Şekerparem+çayım+çalıkuşum..

Sabahlar olmasın
Bayram hiiç bitmesin 
Dünya barış-huzur içinde olsun,
Sevenler sevdiklerine kavuşsun istiyorum ^_^


Bu arada tatlı tarifi reyhankokulumutfağım- Şehrinaz ablacım'dan..
Tarifi çok sevdim hem yumuşak hem çok lezzetli oldular.
Hatta son şekerpare servisimizi biraz önce gelen misafirlerimize ikram ettik bile :)
Minik misafir yasemin abla! diyince ablanın altını bu sefer annem çizdi.
Ne ablası canım abla demeyin :)
Ben de içimden afferim sana annem doğru yoldasın, yaş kaç ki daha diyerek boynuna sarıldım.
İçimden sarıldım fakat dönüp tatlı bakış atması o sarılmayı hissettiğinin göstergesiydi :)

Sağlık, huzur, mutluluk bizimle olsun diğer eksikler yerini bir şekilde dolduruyor...
Rabbim nice nice güzel bayramlar görmeyi nasip etsin inşallah..




13 Ekim 2013 Pazar

Ney'hâne..deyiz...

Vee 1.Ney'hane buluşmamız gerçekleşir. 


Öncelikle çokk teşekkür ederim. Bizi misafir eden Ney'hâne'nin kurucusu Ömer Faruk Keskin hocamıza..
Varlığıyla mutlu eden güzel blog sahipleri
@asikız

ve İstanbul'dan yeni gelmiş olmasına rağmen aramıza katılan 
Seyyah Gül ablamıza.


Bir de Şehrinaz ablacığımın tatlı kızı vardı aramızda. Yani Reyhan kokulusu :)
Ona ayrı teşekkürler :)


Hoş sohbetleri, gülen yüzleri ve ilk defa tanışmış olduğumuz blogger dostlar ile sanki yıllardır berabermişiz gibi bir hisse kapılmak ayrı bir mutluluk verdi.


Bayram öncesi gülen yüzler görmek, hoş sohbetlerine nail olmak çok çok iyi geldi.


Ney'de ki huzurun tadı çok başka. Ömer Faruk Keskin hocamızın o huzur ile bizi tekrar buluşturduğu ve kulaklarımızın pasını sildiği en güzel anı paylaşmış...


Ve ayrılmadan önce son fotoğraf ile günü tamamlamış olduk.

Hepinize tekrar teşekkür ederim...
Hayırlı ve mutlu bayramlar :)

4 Ekim 2013 Cuma

Ankara'lı Blogger'lara Duyurulur

Bayram öncesi güzel bir haberle geldim dostlar!
Aslında güzel bir davet diyebiliriz...
Burada Ney'hane den bahsetmiştim, ney'de ki güzelliği anlatmaya yetmemişti kelimelerim.
O tadı yakalayınca bırakmak istemiyor insan.
Ne kadar anlatsam da eksik kalıyor cümlelerim.

Bu sebeple...
Ney'den bahsettiğimi anlamak hatta o güzel tada birlikte varabilmek için Ney'hane'ye davetliyiz :)



Farklı bir buluşma, 
Farklı bir tat,
Farklı bir heyecan olacağı için gelmek isteyen herkesi bekliyoruz.
(Bekliyoruz derken ben de davetliyim yalnız :) )


12 Ekim Cumartesi Günü
Saat: 16:00'da Hamamönü Kültür ve Sanat Evi Ney'hâne'deyiz inşallah.

Yapmamız gereken tek şey davete icabet
Hoş sohbet, muhabbet. 
Bir de Ömer Faruk Keskin Hoca'nın o muhteşem Ney'ini keyifle dinlemek...

Sormak istediğiniz bir şey olursa dndnbgne@gmail.com adresine yazabilirsiniz...







29 Eylül 2013 Pazar

Mim'lemek Güzeldir Volll 2

Mim'leri sevdiğimi daha önce söylemişmiydim. 
Bu ara çok iyi geldi ayrıca. 
Hani biri sorsa da bende içimi döksem modundaymışım meğer..
Mim için çok teşekkür ederim hayalotobüsü'm :)

Hayatınızda hiç mucize olarak nitelendirebileceğiniz bir olay yaşadınız mı?
Öyle çok ki, hamdolsun. Mucizeler güç veriyor. Güne gözlerini açmak bile bir mucizeyken hem de..

Almayı düşünüp de alamadığınız ne var?,
Almayı değil de... yapmayı düşünüp de yapamadığım çok şey var. Onları söyleyeyim dertlerim hafiflesin :) Mesela üçe beşe bölünsem.. çalışsam, aynı zaman da okusam ve bir çok kursa gitsem. 
alamadığından çok hangisinden başlayacağını şaşırmışlık var aslında...

Kıyafet konusunda takıntılarınız var mı?
Hemde çokkk. Düz olacak, sade olacak çok fazla dikkat çekmicek falan filan derkeenn vay annemin haline :)

Nefret ettiğiniz huylar ve insanlar?
Şu aralar özellikle var hemde. Elinde ki işi başkasına satmaya çalışanlar, yapılan işin altında sürekli hata aramaya çalışanlar, bir de hiç bir şeyden memnun olmayanlar. 
Bu insanları toplasalar da ıssız bir adada yalnız bıraksalar. Hiç üzülmem.

Sizi en net tanımlayan kelime?
Bu kadar net bir cevap veremem. Ne desem yarım kalır. Yani, huysuz desem yanına inatçı, suratsız, çok gıcık gibi kelimeler eklemem de gerekebilir :)

Hayata yeniden gelme şansınız olsa hangi ülkede doğardınız?
Çok memnunum halimden. Hamdolsun. Rabbim en güzelini nasip etmiş..

Tek başına bir insan keyiflenmek için ne yapabilir?
Neler yapılır neler... Alır başımı gezerim, dolanırım, tiyatroya giderim, sinemaya giderim.. vaktin nasıl geçtiğini anlamam. Sadece eve hep aç gelirim :) 
Kendimi de severim, kendime vakit ayırmayı da.. 
Tek başına kalmak bile keyiflenme sebebi :)

Nikah masasında evleneceğiniz kişiden ''Hayır'' cevabı alsanız ne yaparsınız?
Yanlışlıkla boğazını sıkabilirim o an. Ya da imza atılan kalem uzun oluyor ya... neyse :)
yaparım artık bir şeyler, aile büyükleri elimden almadan hırsımı alırım heralde :)

İnsan kaderini mi yazar, kaderini mi yaşar?
Kader denilince bir den fazla düşünüp öyle cevap vermek lazım. 
Bu soru beni aşar!

Aklınıza gelen ilk İngilizce kelime?
Ayy ingilizce mi??? 
İngilizce değil de türkçe benim aklıma gelen. 
'Bulunamayan ingilizce kursu' gibi..
{Bu nedir arkadaş sanki amerikaya gönderecekler de eğitimimin kalanına orada devam edicem... }

İnternette sahip olduğunuz ilk nickname?
Bunu söylemesem olmaz mı.. Çok Cengiz Kurtoğlu'cuydum o zamanlar :))

Böyle dert dökmeli mimlerde lazım arada. 
Tekrar teşekkürler  hayalotobüsü'm
Bu şarkı da benden size... 



24 Eylül 2013 Salı

Şimdiiii

Uzun yola yakışan haller vardır.
Yalnız yolculuk yapmak,
Ön koltukta oturmak, 
Bir de yolculuk bitene kadar uyanık kalmak gibi...


Ve bu şarkı..
Ankara il sınırına kadar dinlenir. 
***Sonra tüm güne neşeyle devam edilir.


Yok yok, yanlış anlaşılma olmasın sadece keyifle dinledim ^_^





18 Eylül 2013 Çarşamba

Bu İşin Bir Sırrı Olmalı

Hani çalışan, kitap okuyan, dizi izleyen, evli, çocuklu, bayanlar var ya
Acil olarak bu postun altına yorum yazın lütfen!!!
Ne yiyorsunuz ne içiyorsunuz bilmek istiyorum! :)

Zira, işten geldim
Annemin mesaj olarak iletmek istediği ütüler koltuğun üzerinde duruyor hala
canım debbie de kitaplıktan bana bakıyor,
televizyonu açmadım 
bilgisayarın başına yeni oturuyorum
su içmek istesem mutfağa gidemem, o derece yorgunum.
Yani, durum vahim :)

Bir de her şeye rağmen hala umudum var. Debbie setini bitirip, yeni aldığım kitapları okumak gibi ^_^




Not: Bu bir paradoks mudur? yoksa ben tembel miyim? :)

8 Eylül 2013 Pazar

Küçük Sır

Blogun en güzel tarafı da bazı şeyleri buraya not düşmek.
Bu aralar Şevval'den fazla söz ettim farkındayım ama bu sefer özellikle yazmak istiyorum.
Özel bir an, güzel bir anı bizim için.

Geçenlerde canım biraz sıkkındı, kız kardeşim! :) Şevval'de  konuyu değiştirmek adına herkes sofradayken bir itirafta bulundu. 5 yaşında ki bir çocuk sır tutar mı? demeyin. Tutuyormuş gerçekten. Yaşayarak görmüş olduk biz bunu.

O günü hatırlıyoruz, ailecek telaşa sokmuştu bizleri hanımefendi. Annem servisi uzun bir süre beklemişti o gün 1 saat kadar rötarlı gelmişti ama okulda işleri uzadığı için geç kaldıklarını biliyorduk biz. Şevval hanım aylar sonra kırıla kırıla anlattı olayın aslını.
-Servise bindik. Servisci amca herkesi bıraktı dolandı dolandı sonra servis ablamızı da bıraktı. Amca arabasını park ediyordu arkaya bir baktı ki ben! :)
Ay bir de S'lerimiz yarım çıkıyor hala :)
Meğer adam unutmuş bizim kızı. Garibimin de cadılığı bize ya sesi de çıkmamış.
Anlattı da anlattı.
Çok güldü kendine, bizi de güldürdü.
Konuyu da değiştirdi havamızı da.
Şimdi biz o olayı tekrar anlatınca konuyu kapatmaya çalışıyor o ayrı :)
Annem biliyormuş bizim kızın unutulduğunu ama sıkı sıkı tembihlenmiş, anneanne sırrımız olsun sakın anlatma, diye. Annem de anlatmamıştı bize.
Utanıyor mu ne anlamadık.
Yine de çok tatlıydı tabi.
En önemlisi de üzülme dercesine konuyu değiştirmesi...
Seviyoruz seni Şevval :)



Not: Bu yazı Şevval için yazıldı. Şevval bu anısını hiç unutmasın diye, hatta S'leri söyleyememesinin 
ne kadar hoşumuza gittiğini bilsin diye :)
Hatta onu ne kadar sevdiğimizi biliyor ama bu yazıyı görürse mutlu olsun diye yazıldı. 


Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...