30 Ağustos 2025 Cumartesi

Kutlama

“Başımı omzuna yaslamaya 

hayata yeniden başlamaya

bağımda bahçemde pınarlarımda

İçimi yıkamaya geliyorum”

Sözler insanın içini ısıtmıyor mu? 

Gerçekten öyle değil mi?

İnsan sevdiğinin gönlünde çiçek açtırmak istemez mi?

Yeniden başlamaktan da korkmaz, çünkü o omuza ihtiyacın var. 

Sevgi, sadece almakla değil.. vermekle de güzelleşiyor. 

Nasıl ki insan insana ihtiyaç duyuyorsa, 

Sevmeye ve sevilmeye de öyle ihtiyaç duyar… 

Bir yerlerde bizi sevmek için hiçbir karşılık beklemeden sadece sevgisini vermeye hazır biri var. 

Hasret kokusunu getiriyor rüzgarıyla.. 

Hem hüzünlü hem mutlu ediyor bazı sözler. 

Ve insan aydınlanmak istiyor.



“Şarkı - Sezen Aksu/Kutlama”

19 Ağustos 2025 Salı

Gözden Kalbe

İnsanın mutsuzluğunu makyaj bile gizleyemez.

Kalp kırıklığı, gözlerden okunabilen en net duygudur.

Bir insana baktığımızda ilk olarak gözlerine yöneliriz. O bakışlardan bir anlam çıkarmaya çalışır, ruhunun derinliklerine yol buluruz. Bir resme baktığımızda ise, eğer bu bir insan silüetiyse, yüzündeki çizgileri inceleriz ama en çok gözlerindeki ifadeyi anlamlandırmaya uğraşırız.

Çünkü gözler, hüznümüzü gizleyemediğimiz yerdir.

Mutluyken içimizi güldürür, hüzünlüyken buğulanır.

Ve biz, anlam yüklemeyi severiz.

Çünkü evet…

Her şeyin bir anlamı olmalı.

Hayat, anlam kazandıkça güzelleşir.


13 Ağustos 2025 Çarşamba

İnsan olmak mı zor, iyi kalmak mı?

Bir niyetle çıkıyorum yola. Yanımda, her daim taşıdığım ümidim…

Bir bülbülün sesini duyuyorum.

Dua ediyorum.

Acizim.

Kulum, biliyorum. 

İyi olmaya çalışıyorum.

Ama yaptıklarımız… hep yorumlanıyor.

Derin bir nefes almak istiyorum doya doya.

Söylemek istediklerim geliyor aklıma… yutuyorum.


İnsan olmak mı zor, iyi kalmak mı?

Derler ki, kötü olmak emek ister…

Peki, iyi kalmak?


Konuşmak istiyorum.

Anlaşılamamaktan korkuyorum.

Yürümek istiyorum.

Ama bir türlü yolu bitiremiyorum.


Sevmek neden bu kadar zor?

Bir insanı sevmenin bedeli neden bu kadar ağır?


Karmaşanın içinde bir ışık ararken,

neden ışıkları tamamen kapatırlar?


Gün doğuyor.

Gün batıyor.

Ben yine aynı yerdeyim.


Ama ben… o eski ben miyim?



4 Ağustos 2025 Pazartesi

Bazen Yavaşlamak Gerek

Kendini kıramamak…

Aslında burada “kıramamak”; tabularını, doğru bildiklerini, bazen yanlış anladıklarını, bazen de beklentilerini…

Yorulmak ama yoğurulamamak.


Hayat bana çok şey öğretti diyorum, sonra bir bakıyorum, aslında hiçbir şey öğrenmemişim.

Tekrarladığım şeyler öğrendiklerim değil; alışkanlıklarım.


Bir yola çıkmışım, epey de yol almışım.

Ama durduğum yerde, “yolda neler gördün?” diye soranlara anlattıklarımın içinde hep bir eksiklik var.

Hayat böyledir ya bazen…

“Ah, ben neler gördüm” deriz.

“Feleğin çemberinden geçtim” diye övünürüz.

Belki gerçekten öğrenmişizdir, doğru.

Ama şu an olduğum yerde bu soruya vereceğim cevaplar bunlar değil.

Yolda göremediklerime üzülüyorum, evet. 

Yanımdayken sevdiklerimin ihtiyaçlarını düşündükçe de aynı üzüntü. 


Dün araba kullanırken geçen bir sohbetten başladı bu düşünce.

“Buranın inşaatı epey ilerlemiş” dedi en çok sevdiğim.

“Aaa öyle mi? Arabayı kullandığım için hiç o tarafa bakamadım” dedim. 

O an bakmak istedim etrafa. 

İnsan hep yolda olunca anlamıyor. 

Bazen o yolda olmak, o yolda yolcu olmak gerekiyor. 

Arabanın içindeyken sağ koltukta olmayı teklif etmeli,

Bazen “o” yolu yavaş geçmek istemeliyiz. 


Zamanı geri alamam…

Ama umarım, kendi farkındalığımın elinden tutabilirim.




Haksızlığa uğradığınızda.  Çok bunaldığınızda.  İşler içinden çıkılamaz bir hal aldığında ne yaparsın?.. Hakkınız yenir.  İçiniz acır ve o s...