İçinde bu kadar hüzün, merhamet, şefkat gibi duyguların yoğun olacağını hayal etmemiştim.
Umduklarımın tersi olduğu için midir bilmem ama anlatılan öykü'leri sevdim.
En sevdiğim şey, üzerimde geçici de olsa bir etki bırakması oldu tabi...
Ama yine de spoiler içeren düşüncelerimi söylemeden rahat edemeyeceğim ^^
Öykülerden birinde, tek gözünü kaybetmiş ve hayatını İsviçre de sürdüren fakat sevgilisi tarafından terkedilmiş bir bayan.. Ona acıdığını, şefkat gösterdiğini düşünen sevgilisi ile en sonunda yollarının ayrıldığı bir öykü anlatılıyor. Tek gözü görmediği için etrafında ki insanların ona acıdığını düşünmesine üzüldüm. Durumu biraz içselleştirmiş olsam da, başımıza bir şey geldiğinde olabilecek en kötü şeyin başımıza geldiğini düşünüyoruz ya... düşünmememiz lazım aslında :)
Acınacak, ezilecek durumda olan değil de, daha güçlü kendini dünyadan soyutlamamış, olaylar karşısında yenilmemiş bir karakter okumak isterdim.
Belki de o yüzden biraz etkilendim.
Kitaptan paylaşmak istediğin tek alıntı ^^
”Bir insanı gerçekten sevmek, onun tuhaflıklarını başka hiç kimsenin, kendisinin bile benimseyemediği hatta fark etmediği huylarını sevmektir. İnsanların en esaslı yönleri uyumsuzluklarında saklıdır çünkü.”
Ne doğru bir söz! ve çok tatlı bir kare :)
YanıtlaSilÇok etkileyici değil mi :)
SilTeşekkür ederim :)