Hani bazen bir adım atacak oluruz.
Ölçeriz.
Tartarız.
Kendimize göre en olurunu buluruz.
O sırada biri gelir ve hayır der.
Bak böyle yaparsan şöyle olur.
Şöyle yaparsan eğer böyle...
Sonra ise hemen şu lafını ilave eder; "bak sonra ben demiştim demeyeyim".
Ben bilirim, ben demiştim gibi başı "ben" ile başlayan sözler ne kadar da tehlikelidir esasında değil mi...
Bir kere insana en büyük hatayı "ben" ile başlayan sözler yaptırır.
Ben dedikten sonra senin ne istediğinin önemi yoktur.
Doğru bir tanedir ama herkesin doğrusu "ben" dedikten sonra kendinedir.
"Ben" ile başlayan en güzel cümle ise "ben bilmem" dir.
Hepsi bir yana bir de şunu anlamam:
Ben demiştim diyen insan neden dediği olduğu zaman mutlu olur da dediği olmadığı zaman mutsuz?
11 Ağustos 2016 Perşembe
3 Ağustos 2016 Çarşamba
Size Bir Sır Vereceğim
Evet yine çok akıllıca bir kitap adıyla karşı karşıyayız :-)
Görür görmez insanın bulutçuklarının havada uçuşmasına sebep oluyor.
Ama esas kitabı okumamdaki en büyük sebebe gelecek olursak, içinde suyun mucizesini konu alan bir hikaye yer alması.
Suyun moleküler yapısını, hassaslığını, negatif-pozitif elektrik ayrımı yapabildiğini biliyoruz.
İnsanın ruhaniyetinden dahi etkilenebilen bir nimet.
Aynı zaman da bizim maddi, manevi duygularımızı da etkileyen bir nimet.
Şifası yanında mucizevi bir çok durumu da içinde barındırıyor.
Öyle ki, suyu ne kadar çok sevdiğimi saatlerde susmadan anlatabilirim :-)
Görür görmez insanın bulutçuklarının havada uçuşmasına sebep oluyor.
Ama esas kitabı okumamdaki en büyük sebebe gelecek olursak, içinde suyun mucizesini konu alan bir hikaye yer alması.
Suyun moleküler yapısını, hassaslığını, negatif-pozitif elektrik ayrımı yapabildiğini biliyoruz.
İnsanın ruhaniyetinden dahi etkilenebilen bir nimet.
Aynı zaman da bizim maddi, manevi duygularımızı da etkileyen bir nimet.
Şifası yanında mucizevi bir çok durumu da içinde barındırıyor.
Öyle ki, suyu ne kadar çok sevdiğimi saatlerde susmadan anlatabilirim :-)
Peki kitabı?
Kitabı sevdim.
Çünkü ayrıntıya boğulmayı sevmiyorum.
Anlatılanları o an oradaymış gibi okumayı seviyorum.
Ayrıntıya çok fazla girilmesi olay örgüsünden uzaklaştırıyor.
Öyle hissediyorum.
Yazar bu duruma eminim beni ve benim gibileri düşünerek dikkat etmiş :-) o yüzden sevdim.
Su hakkında ne öğrensem, ne okusam, ne duysam mutlu olduğum için ziyadesiyle doyurmadı belki ama tatmin etti.
Ayrıca sadece su-dan da değil, Niyâzî-i Mısrî'den de bahsediyor ki sıradaki yayınımda yaşam hikayesine ayrıntılı bir şekilde yer vereceğim.
İşin özü, tavsiye ederim :-)
1 Ağustos 2016 Pazartesi
Karmaşa
Köşeye sıkışmış gibiyim.
Etrafımda ki insanlar bir şeyler olsun diyor.
Benden bir cevap bekliyor.
Bense dudaklarımı kıpırdatacak kadar dahi gücümün olmadığını hissediyorum.
Cevap vermek için konuşmaya gücüm yok ama düşüncelerimi hiç konuşmadan dinleyecek birine anlatmaya ihtiyacım vardı, yazarak rahatlayacağımı düşündüm.
Şimdiyse klavye elimde ama nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Yarını görmek, yarına ulaşmak nasip olursa, yarından sonrasının nasıl ilerleyeceğini de bilmiyorum.
Bilmezlikler içinde kaybolmuş olabilirim.
İç sesimi susturmayı hiç bu kadar çok istememiştim.
Acilen kendime kavuşmak istiyorum.
En büyük duam önce sağlık, mutluluk ve selamet.
Hem ülkemize, hem kendime, hem kendimize....
Etrafımda ki insanlar bir şeyler olsun diyor.
Benden bir cevap bekliyor.
Bense dudaklarımı kıpırdatacak kadar dahi gücümün olmadığını hissediyorum.
Cevap vermek için konuşmaya gücüm yok ama düşüncelerimi hiç konuşmadan dinleyecek birine anlatmaya ihtiyacım vardı, yazarak rahatlayacağımı düşündüm.
Şimdiyse klavye elimde ama nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Yarını görmek, yarına ulaşmak nasip olursa, yarından sonrasının nasıl ilerleyeceğini de bilmiyorum.
Bilmezlikler içinde kaybolmuş olabilirim.
İç sesimi susturmayı hiç bu kadar çok istememiştim.
Acilen kendime kavuşmak istiyorum.
En büyük duam önce sağlık, mutluluk ve selamet.
Hem ülkemize, hem kendime, hem kendimize....
15 Temmuz 2016 Cuma
Selfie/Özçekim'den Sonra...
Türk Dik Kurumu çok fazla kullanılmayan öz çekim kelimesi için yeni bir öneri sunmuş.
GÖRÇEK.
Türkçemizin ne kadar değerli olduğu tartışmaya kapalı bir konu.
Fakat telefonu ele alınca, hadi bir selfie çekinelim demek daha kolay.
Hadi bir öz çekim yapalım, demek güzel.
Ama bir görçek aynı hissi uyandırmıyor.
Aksine..
Bana nedense Melih Gökçek'i hatırlatıyor :)
Aslında öneriler arasında "ön çekim" de varmış.
Keşke onu öne sürselermiş.
Ön çekim kulağa daha hoş geliyor.
GÖRÇEK.
Türkçemizin ne kadar değerli olduğu tartışmaya kapalı bir konu.
Fakat telefonu ele alınca, hadi bir selfie çekinelim demek daha kolay.
Hadi bir öz çekim yapalım, demek güzel.
Ama bir görçek aynı hissi uyandırmıyor.
Aksine..
Bana nedense Melih Gökçek'i hatırlatıyor :)
Aslında öneriler arasında "ön çekim" de varmış.
Keşke onu öne sürselermiş.
Ön çekim kulağa daha hoş geliyor.
Neyse esas Obama'nın bu fotoğrafını görünce beni bir gülme alıyor ki sormayın :)))
21 Haziran 2016 Salı
Snapchat
Amcalarım, kuzenlerim, bilumum akrabalarım tam bir facebook bağımlısı adayı olduklarında facebook hesabımı kapatmıştım.
Bayramdan bayrama görüşebildiğimiz insanlarla, hatta hiç görüşemediğimiz, yolumuza çıksa -aa merhaba diyecekken yolunu değiştiren ve yüzünü çeviren arkadaşlarımızın listemizde var olması ne saçma değil mi...
Yanlış anlaşılmasın.
Arkadaşlarımı ve akrabalarımı çok seviyorum sadece sosyal medyanın onlara veya bana kattığı samimiyetsizliği sevmiyorum.
Öncelikle bana kendimi özel hissettirmiyor.
İnsan sıfatına yakışan en güzel duygulardan biridir samimiyet.
Bana vefasız olduğumu söyleyen, aramadığımdan, sormadığımdan yakınan insanların samimiyetsizliğini de sevmiyorum.
Bayramdan bayrama görüşebildiğimiz insanlarla, hatta hiç görüşemediğimiz, yolumuza çıksa -aa merhaba diyecekken yolunu değiştiren ve yüzünü çeviren arkadaşlarımızın listemizde var olması ne saçma değil mi...
Yanlış anlaşılmasın.
Arkadaşlarımı ve akrabalarımı çok seviyorum sadece sosyal medyanın onlara veya bana kattığı samimiyetsizliği sevmiyorum.
Öncelikle bana kendimi özel hissettirmiyor.
İnsan sıfatına yakışan en güzel duygulardan biridir samimiyet.
Bana vefasız olduğumu söyleyen, aramadığımdan, sormadığımdan yakınan insanların samimiyetsizliğini de sevmiyorum.
Özgür olduğum sosyal medyaları seviyorum.
Bu sıralar en çok snapchat'e takıldım.
Biraz benden, biraz da o küçük dünyamdan.
Ama en önemlisi samimiyetle..
Snap adım, instagram adım hep aynı: dndnbgne
20 Haziran 2016 Pazartesi
Yaseminsel Mevzular 2
Kısa bir süre uzak kaldım buralardan.
Ne var ne yok diye bakmaya geldim ama kendimi tutamayıp bir kaç kelam edeyim dedim.
Vaktiyle NFK'nın kitabında okuduğum bir söz vardı.
Vaktiyle NFK'nın kitabında okuduğum bir söz vardı.
Çok severim.
''Belaya uğradığın zaman sabret
Halinden mahluklara şikayet etme
Merhametliyi merhametsize şikayet etmiş olursun!''
İnsan okuduğunu veya dinlediğini nasıl anlamak isterse öyle anlıyor.
İnsan okuduğunu veya dinlediğini nasıl anlamak isterse öyle anlıyor.
Bazen doğru anlıyor, bazen yanlış.
Ama esasen anlıyor.
Küçük bir hastalık yaşadım.
Küçük bir hastalık yaşadım.
Aslında hastalık değil, sıkıntı.
Sıkıntı da değil, üzüntü.
Adı bende vardı, sonradan yok oldu.
Üzüldüm.
Kalbim kırıldı.
Fakat yalnızca imtihanıma sahip çıkıp tevekkül ettim.
Kalbi kırıkların duası kabul olurmuş.
Bu ümitle sadece sustum.
Kalbimi kıranları Hz. Allah'a havale ettim.
Ve sonra, sadece dua ettim.
Bu ümitle sadece sustum.
Kalbimi kıranları Hz. Allah'a havale ettim.
Ve sonra, sadece dua ettim.
14 Mayıs 2016 Cumartesi
Emri Olur
Mekke de Vahşi adında bir köleye..
Bir gün efendileri, zengin olmak istemez misin? ey Vahşi diye gelirler.
Vahşi; canım dışında ne isterseniz kabul, der.
Kölenin sahipleri ondan Hz. Hamza'yı öldürmelerini ister.
Savaşlara zırhsız giden cesur Hz. Hamza'ya Vahşi'nin mızrağından çıkan bir ok saplanır.
Uhud savaşında Efendimiz (s.a.v)'in amcası Hz. Hamza şehit olur.
Gün gelir, zaman geçer...
Efendimiz (s.a.v) inen üç ayet delili ile Vahşi'yi Müslümanlığa davet eder.
Vahşi Taif'de Müslüman olur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in kapısına gelir.
Şehadet etmeye geldim, şahitlik et.
Beni yıldızlarından say der..
Peygamber Efendimiz (s.a.v) cevap verir...
Gel ama şöyle sesin uzaktan gelse...
Gözlerimiz gözlerimizi uzaktan deyse...
Taş bassın yerime dedi gönlüne..
Emri olur başım gözüm üstüne..
Bakmasın demiş birdaha yüzüme..
Emri olur inansın bu sözüme..
Almasın demiş adımı diline..
Vay ben ölem atsın toprak üstüme..
Vahşinin imtihanı da böyleymiş.. diyebiliyoruz ama ne nasip, ne nasipsizlik değil mi...
Bir gün efendileri, zengin olmak istemez misin? ey Vahşi diye gelirler.
Vahşi; canım dışında ne isterseniz kabul, der.
Kölenin sahipleri ondan Hz. Hamza'yı öldürmelerini ister.
Savaşlara zırhsız giden cesur Hz. Hamza'ya Vahşi'nin mızrağından çıkan bir ok saplanır.
Uhud savaşında Efendimiz (s.a.v)'in amcası Hz. Hamza şehit olur.
Gün gelir, zaman geçer...
Efendimiz (s.a.v) inen üç ayet delili ile Vahşi'yi Müslümanlığa davet eder.
Vahşi Taif'de Müslüman olur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in kapısına gelir.
Şehadet etmeye geldim, şahitlik et.
Beni yıldızlarından say der..
Peygamber Efendimiz (s.a.v) cevap verir...
Gel ama şöyle sesin uzaktan gelse...
Gözlerimiz gözlerimizi uzaktan deyse...
Sonrasında Resulullah (S.A.V) vefat edecekti…
Mescit öksüz,
Mescit yetim,
Mescit sahipsizdi sanki,
Hazreti Vahşi söz vermişti ya yaklaşamıyordu mescide
Sanki Resulullah (S.A.V) hep oradaydı.
Mescit yetim,
Mescit sahipsizdi sanki,
Hazreti Vahşi söz vermişti ya yaklaşamıyordu mescide
Sanki Resulullah (S.A.V) hep oradaydı.
Ve bir gündü…
Hazreti Vahşi mescit arkasındadır,
Yine üzgün,
Gözleri yaşlı,
Özlüyordu çünkü
Dokunamamıştı Resullah'a (S.A.V) ya…
Yine üzgün,
Gözleri yaşlı,
Özlüyordu çünkü
Dokunamamıştı Resullah'a (S.A.V) ya…
Ve o dem bir ses yükseliyordu
Vahşiii…!
Ne bekliyorsun? Mescit seni bekler,
Gir artık mescide,
Sanki zaman durmuştu,
Sanki mekan yok olmuştu,
Vahşi huzurdaydı..
Sonra Vahşi'nin halini anlatan bu eser hasıl olur... Vahşiii…!
Ne bekliyorsun? Mescit seni bekler,
Gir artık mescide,
Sanki zaman durmuştu,
Sanki mekan yok olmuştu,
Vahşi huzurdaydı..
Taş bassın yerime dedi gönlüne..
Emri olur başım gözüm üstüne..
Bakmasın demiş birdaha yüzüme..
Emri olur inansın bu sözüme..
Almasın demiş adımı diline..
Vay ben ölem atsın toprak üstüme..
Vahşinin imtihanı da böyleymiş.. diyebiliyoruz ama ne nasip, ne nasipsizlik değil mi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim. İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...
-
Selamlar Herkese.. Bloglar arası çekilişler yaygınken twitter, facebook'ta katılmış oldu bu furyaya. Hediye almak da vermek de çok gü...
-
Ankara'nın Ulus semtini ne kadar sevdiğimi daha önceden söylemiştim :) Ulus'taki hâlin çıkışının tam karşısında Suluhan Çarşıs...
-
Bayram öncesi güzel bir haberle geldim dostlar! Aslında güzel bir davet diyebiliriz... Burada Ney'hane den bahsetmiştim, ney'de k...