2 Nisan 2015 Perşembe

Korkulu Rüya

Etrafı, etraftaki insanları sevmenin önce kendimizi severek başladığını biliyoruz.
Doğru, insan önce kendini sevmeli..
Hepimiz kendimizi severiz aslında ama bazı insanlarda bu durum farklı olur.
Önce kendini çok sever
Aşırı sever
Çok beğenir
Bir zaman sonra
Kendini dünyanın en akıllı, en vazgeçilmez insanı zanneder.
Kendi kendine vermiş olduğu gaz hava katmanlarıyla birleşince ego tavan yapar ve bir çoğumuzun korkulu rüyası olan megaloman insan kişisi kendi çemberini oluşturur.


Ne söylese doğru, ne yapsa en güzeli, ne konuşsa en güzel kelimeleri kullanmış olur.
Bize de o insan kişisinin tuhaflıklarına ortak olmak, şahit olmak, hayretle bakmak kalır.



31 Mart 2015 Salı

Teyze Oldum

Küçük bir el dokundu kalbimize.
Minicik
Sıcacık
Mis kokulu
Rabbim cennetinden bir koku gönderdi.
Biz de doyasıya içimize çekip defalarca şükrettik.
Gördüğün, hissettiğin duyduğun her şey bir nimet esasında.

 
Doğum aynı anda bir çok mucizeye şahit olunan bir sahneymiş.
Hayatın en tatlı, en heyecanlı koşuşturmalarındanmış.
 
Ablam pamuk prenseslik dönemlerini yaşıyor şu günlerde..
'Altını ben değiştirebilirim, kıyafetlerini değiştirebilirim, sen kalkma bebeği ben kucağına veririm, taşır, sever, koklarım diye ablamın etrafında dolaşıyorum.'
İkinci defa teyzelik duygusunu tadıyorum elhamdülillah.
Annelik nasıl bilmem ama teyzelik çok eğlenceli, keyifli, heyecanlı :)
 
Allah isteyen herkese hayırlı sağlıklı sıhhatli evlatlar sahibi olmayı nasip etsin, içinde de bana ^.^
 


24 Mart 2015 Salı

Güvendiğin Dağlara Karlar mı Yağdı?

Yazdığım zamanlar ya çok mutlu, yada mutsuz oluyorum.
Bu ruh halinin ortası vakitlerimi okuyarak değerlendiriyorum..
Bazen girişe, gelişmeye bakmadan direk sonuca ulaşmayı seviyorum..
Neyse..
Bu sefer ki gelişim, güvendiğim dağlara kar yağdı da..
Aklım başıma bir türlü gelmek bilmiyor.
Tecrübe, hayatta yediğin kazıkların toplamıdır derler (kabaca)
Çok doğru..
Yalnız, her güven sarsılışında kocaman dersler aldığımı zannederek bir tık ilerleme sarf edemiyorum.
Aldığım dersler bir sonra ki (kazık) için yeterli olmuyor.
Karşımdaki insana güvenmezsem mutlu olamam dediğimde, anlaşılmış olmuyorum.
Yoruluyorum..
Sıkılıyorum..
Küsüp, oturuyorum..



Güvendiğim dağlara kar yağdığında, güneş açsın istiyorum.
Belki biraz olsun rahatlarım...

16 Şubat 2015 Pazartesi

Keyfi Köpürt

Aslında... diyerek başlamam lazım.
Türk kahvesini ne kadar seviyorsam nescafegilleri o kadar sevmiyorum.
Kahvenin bu türü tek başına acı, sevimsiz bir şey oluyor.
Süt tozunun kendisini geçtim, adı bile yıllardır garip geliyor.
Kendi dünyamda cevabını bulamadığım sorularımı şöyle bir kenara bıraktım.


Fikri mühimden bir paket ulaştı elime. İş yerinde olmanın avantajını yaşadık, bir çok kişi denese de ben kendimi en sona sakladım..
Bizim kahvelerimiz resimde ki gibi köpüklü olmadı ama tadı farklıydı. Tabi sonuçta rtık nescafegillerin bol köpüklü olanını seviyorum.

 
Umarım, elimde ki kahve kreması bittikten sonra yakın marketlerde bulabilirim...

 
 

14 Ocak 2015 Çarşamba

Aşk-ı Sükûn

Daha önce Nuriye Çeleğen'in İffet-i Kalp kitabını okumuştum.
Çok güzeldi.
Şiir gibi ilerlediğini hissetmiştim kitabı okuduktan sonra.
Aşk-ı Sükûn da da aynı şeyi hissettim.
Fakat bu kitapta olay örgüsü farklı olunca daha yavaş ilerlediğimi söyleyebilirim.  
 

Hacer annemiz muhteşem bir kadın.
Hakkında okunan her bilgi çok değerli.
Heyecanlı kısmı ise sürgün edilişinden sonrası..
Teslimiyetine hayran olmamak elde değil.


Kitabın bu sayfasına bir işaret koymuştum, aslında bu sayfa gibi bir çok sayfasına işaretler koydum.. Kitapta ki bir çok satır dönüp tekrar okunacak güzellikte..



Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...