12 Şubat 2014 Çarşamba

Başka Yer, Başka Zaman

Yorulduğun yerde durmak lazımmış bazen. İnsana nefesi her yerde yetmiyormuş. Her şeyi söyleyip asıl söylemesi gereken şeyi söyleyemeden tüketiliyormuş bazı şeyler. 
Nasip, kader devreye giriyormuş ama, insanoğlu ya illa irdeleyecek. 
Didik didik edecek ki, nefesini hora harcadığı yerleri başkası doldurmuş olsun. 
Oda öyle baka kalsın. 
Su akar yolunu bulur, da derler bu duruma. 
Ya da, üzme tatlı canını da. 
Ama insanoğlunun bazen üzülmesi de gerekir. 
Üzülmeli ki, elindekinin kıymetini daha çok bilmeli. 
Aşk acısı mı bunun sonu?
Hayııırr! :)
Değil efendim.
Kalp sızısı. 
Sıkılırsa insanoğlunun tatlı canı dökülür içindekiler böyle. 
Fazla uzatmıcam tabi, rahmetli Müslüm babanın da dediği gibi, artık geri ver!
:)




11 Şubat 2014 Salı

Bu Dünya Başka

Bir gün, blogumuz da ki fotoğrafların, yazıların farklı platformlarda izin alınmadan kullanıldığını öğrensek şüphesiz hiç birimizin hoşuna gitmez.
Kaynak belirtmeden paylaşım yapmak sadece emek hırsızlığı değil aynı zaman da kul hakkıdır da.
Bunu hepimiz biliyoruz.
Elimizden geldikçe de bu konuda titiz davranmaya çalışıyoruz.

Aslında konuyu şuraya getirmek istiyorum...
Çalıkuşu dizisini izledikten sonra kendimi Nabrut'un sayfasında bulurum.
Nabrut bizim için dizinin en güzel yerlerini, altını çizmek istediklerimizi replikleri ve görüntüleri ile birlikte hazırlar. Ve bunu sağolsun onca emekle bizim için yapar.
Biliyoruz ki bir bölümü özetlemek göründüğü kadar kolay olmuyor.
Replikler, görüntüler, kolajlar derken epey bir emek ve onca vakit harcamak gerekiyor.
Nabrut bu işin hakkını veriyor vermesine ama etrafta belli ki iyi niyetinin suistimal edildiği yerler oluyor.
Onca emeği, almış olduğu görüntüleri nabrut'tan habersiz kaynak belirtmek şöyle dursun ismi de silinmeye çalışılarak paylaşılıyor.



Bu resim onlardan biri, daha niceleri var ki belki de hala sayfalarında ki görüntülerin izinsiz kullanıldığından haberleri yok insanların.

Bu görüntü ve daha fazlası bu sayfa da demiyeceğim.
Yalnız bu gibi görüntülerin (emeklerin) ve daha nicelerinin olduğu bu sayfayı, emek hırsızlarına karşı Sayfaya buradan ulaşarak spamlayabiliriz diyeceğim.





9 Şubat 2014 Pazar

Ağzından Yel Alsın

Tatlı tatlı düşüncelere dalmışsındır.
Tam o sırada lüzumsuzun biri hiç olmadık bir şey söyler.
Ve senin bir anda sesin yükselir.
Ağzından yel alsın! diye.
Konduramadıklarını kimse bilsin de istemezsin.
Etraf susmuş, herkes sana odaklanmıştır.
Neden öyle dedi ki şimdi bu kız? diye
Söyler miyim hiç?
Söylemeeem
Ağzından yel alsın dediğim de anlamadıysa bir daha hiç söylemem hem de.
Beni tanıyan bir insanın neden? diye sormasını kabul edemezken
Bir de neden olduğunu söylememi beklemesini istemem.
Sadece, ağzından yel alsın götürsün de benim aklımın almak istemediğini bir daha yanımda söylemesin derim.
Hay o dilini eşşek arısı soksun, demem :)





30 Ocak 2014 Perşembe

İlk Okul Öğretmenimiz

Yarı velisi olduğum yarı kızımla kreş,
Anasınıfı derken 1. sınıfında yarı dönemini birlikte sonlandırdık.
Servise birlikte binip derslere birlikte girdiğimiz için kreş de çok zorlanmıştık Şevval'le.
Birlikte ağlayıp birlikte güldük derler ya, öyle oldu gerçekten.
Çok şanslı bizim kız maşallah.
Yine de hep güzel öğretmenlerle karşılaştı, dedik!
Taa ki 1.sınıfa kadar. Çocuktan evvel biz iletişim kuramadık öğretmenle.
Bizim yaşımızda ki çocuklarda en önemli şeyin öğretmen veli iletişimi olduğu çok büyük bir gerçek.
Göremediğimiz, eksikliğini hissettiğimiz noktalarda uyarılmak isteriz çünkü.
Böyle başlamak çok zor oldu ablam açısından.
Dediğim gibi, bizim kız çok şanslı maşallah
Dönem bitmeden iletişim kuramadığımız öğretmenimiz hayırlı sebeplerle okuldan ayrıldı.
Yeni gelen öğretmense...
Öğretmen gerçekten çok önemli
Bir yerde model.
Yerine göre anne, yerine göre öğretmen
Hayatta her şey öğrenilir ama, merhametli vicdanlı olmak aileden alınan eğitimin devamında çevre faktörüyle pekiştirilir.
Her gün ağlayarak okula giden çocuk, bir an da değişip büyük bir hevesle okula gitmeye başlıyorsa öğretmenin payı çok büyük oluyor gerçekten ve tabii ki anneannenin duaları...
Şimdi de maşallah ablam çok şanslı diyorum, içi rahat.




Bir öğretmende görmeyi en sevdiğimiz şey, merhamet..
Ve Şevval elhamdülillah böyle bir öğretmene sahip olduğu için çok şanslı.
Rabbim öğretene de öğrenene de selamet versin inşallah.


18 Ocak 2014 Cumartesi

Ahmet Hamdi Akseki Cami

Ankara da olan bir çok arkadaş biliyordur Diyanet İşleri Başkanlığının yaptırmış olduğu Eskişehir yolu üzerinde bulunan son derece lüks Ahmet Hamdi Akseki Cami'yi.
Cami; Hadis müderrisi, diyanet azası, Rıfat Börekçi'nin yardımcılığını yapan 
Ve Rıfat Börekçi'den sonra Türkiye'nin 3. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin adını almış.
Vefa güzel şey.


Cami'ye girer girmez ilk fark edilen şey avizelerinin olmayışı oluyor. O yüzden gündüz yerine akşam gitmiş olmayı daha çok isterdim. Zira ışıkların mimari dokunuşları ortaya çıkaracağına şüphe yok. Ayrıca bu Cami hakkında duyduğum şeylerden biri de bir çok ilki barındırıyor olması.
Benim için en büyük ikinci ilk turkuaz renkteki halıları oldu. Çok beğendim, hatta bayıldım huzurlu bir renk olmuş ve bir çok ayrıntı bu renkle bütünleşmiş.
Üçüncü ilk'im Cami'nin kapıları, dışarıdan girebileceğiniz içeri açılan bir çok kapısı var bu Cami'nin.
(alt resimde en sağ alt köşede ki kapı gibi)
Evet, dördüncü ilk'im de üst kata çıkabilmek için içerden merdivenlerinin olmayışı oldu. Yani alt katı gezdikten sonra bayanlar katına çıkabilmek için ayakkabı faslını tekrarlamak gerekiyor.


Cami'nin en sevdiğim taraflarından biri de sadeliğinin yanında bulundurduğu şıklığı, zarafeti. Detaylara yer verilmiş ama hiç bir ayrıntı abartılmamış. Sadeliğin, mütevaziliğin daha şık olduğunun aslında bir kanıtı sanki..

Ve bir de en güzel taraflarından biri cemaati. Bulunduğu bölgenin böyle bir mimari de ve bu büyüklükte bir Cami'ye ihtiyacı varmış da sanki yıllardır insanlar bu Camii'yi bekliyormuş gibi...


Cami hakkında söylenecek çok fazla söz varken en güzel şey bu sadeliği, güzelliği gidip görmek olur. Hizmet edebilmek çok büyük bir lütuf, bu lütfu hayırlı olan işlerde kullanan insanlara Allah kolaylık versin.


“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.” (Tevbe 18)



Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...