kitap tavsiyesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap tavsiyesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Haziran 2020 Pazar

Camdaki Kız - Gülseren Budayıcıoğlu

Uzun zamandır okumayı istediğim bir kitaptı. Yaşananların gerçek olması kısmı inanılmaz etkiliyor. Bu hayatları yaşayanlarla belki aynı şehirdeyiz, belki bir yerlerde karşılaştık, belki aynı yerde yemek yedik, aynı yerde fatura ödedik, aynı okulda okuduk, ama o kadar.
Şuan birileri çok mutlu, belki de çok mutsuz, umutlu-umutsuz olanda vardır. 
Neler neler vardır da haberimiz yoktur...

Gülseren hanımın kitaplarını okuduktan sonra biriyle konuşurken ''kim bilir'' ile başlıyor artık cümlelerim. 
Kim bilir neler yaşadı... 
Kim bilir neler gördü... 
Kolay gelmiyor insanoğlu bu zamanlara.
Dinlemeyi az çok biliyorduk belki ama, acabalar her zaman akla gelmiyordu. 
Yaşımız daha da küçükken sanki herkesin hayatı birbirine benziyor gibi geliyordu. Büyüdükçe, gördükçe, anlamaya çalıştıkça insan büyüdüğünü hissediyormuş. Ve kendi hayatı dışındaki hayatları daha net görüyormuş.



Kitapla ilgili söyleyeceğim tek şey... 
Ah Nalân...
Herkesin yüreği seninki kadar sevebilen, affedebilen olsa dünya nasıl bir yer olurdu acaba.



21 Şubat 2020 Cuma

Bir Çift Yürek - Marlo Morgan

Bir Çift Yürek, Amerikalı bir kadının Avustralya'da yaşadığı ruhsal yolcuğun öyküsüdür. Göçebe kültürden Aborjinler eşliğinde, kabilenin kendilerini adlandırdıkları şekliyle ''gerçek insanlar''la birlikte dört ay süren ve çölü boydan boya katettikleri uzun bir yürüyüşe çıkar.




Açıkçası kitaba başladığım zaman başlarda biraz sıkılmıştım. Konuyu benimseyemedim, ilerlemekte zorlandım. Fakat ilerledikçe yorumlayabildiğim yerler görmek ilgimi çekti.
Bazı yorumlar aborjinlerin yaşamış oldukları hayatı doğrular biçimde olunca daha da merak ettim. Bazı yerleri gözüm kapalı okudum :) çölün çorak coğrafyasında karşılaştıkları, yaşadıkları şeyler çok da kolay şeyler değil. Ancak gerçek olduğunu düşününce daha etkileyici oluyor.


Bu topluluk Müslüman ve iman eden bir topluluk olsaydı diye düşündüm... çok güzel yaşarlarmış.
Kendilerine öyle değer vermişler ki, takdire şayan. Dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı büründükleri zırhları var kapılarını herkese açmıyorlar. Her işleri önce niyet etmekle başlıyor. Çölde yaşıyorlar, Allah onlara zenci olmayı nasip etmiş, daha az terliyorlar ve kokuları olmuyor. Böylece hiç bir canlıyı rahatsız etmiyorlar. Doğaya, hayvanlara ve insanlara karşı aşırı saygılılar. Su çok çok az bulunduğu için toprakla temizleniyorlar. Burayı okuduğum zaman şaşırmıştım, ilk aklıma elbette teyemmüm geldi :)
Yunus balığını çok sevdiklerinden, örümcekten ders çıkardıklarından bahsediyor.
Rüyaya önem veriyorlar...
Ve tefekkür...
Kitapta da ''tefekkür'' olarak geçiyor zaten. (Çeviri çok güzel yapılmış)
Gökyüzünde ki yıldızları, kadife bir kumaşın üzerine serpilmiş pırlantalar olarak tarif edişini çok sevdim.

Kitaba başlamadan önce beklenti içine girmemiştim. Arkadaş grubu ile okuduğumuz için yorumlara da bakmaya fırsatım olmamıştı zaten hemen başladım. Kitaptan bana altı çizili satırlar, kenarı kıvrılmış sayfalar kaldı :)
Tavsiye ederim.



8 Şubat 2019 Cuma

Kor Adası - Kimberley Freeman

Öncelikle,
Sevgili Kimberley yine keyifle okuttuğun için teşekkürler. 

Kor Adası, yazarın okuduğum üçüncü kitabı oldu. Diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da konu çok başarılı. Beni yakalamayı başardı mesela :) dördüncü kitabını da merakla bekliyorum. 

Nina 2012 yılında yaşayan konuyu bize aktaran karakter. Başrol Tilly. Okurken başlarda kızıyorsun, söyleniyorsun, ay yok artık bu kadar da saf olunmaz diyorsun. Sonra Tilly oluyorsun. Tilly gibi üzülüyor, onun gibi sende kızıyor, öfkeleniyorsun.

Hayatta büyükbabasından başka kimsesi olmayan bu naif kız, büyükbabasının hayattan göçmeden evvel uygun gördüğü biriyle görücü usulü bir evlilik yapıyor. Ama evlilik sürpriz yumurta. Tilly'i ne yazık ki acı tecrübeler yaşayacağı zamanlar karşılıyor. Çok geçmeden parçalı bulutlu, gök gürültülü yağmurlar yerini ıssız bir adanın güneşli, sıcak günlerine bırakıyor.


Zaman güzel geçiyor ama Tilly'miz hassas, kırılgan, duygusal... 
Burada da maalesef bazı karışıklıklar yaşıyor. 
Gerek yok ama, kendini üzüyor, yıpratıyor. 
Kendince haklı sebeplerinin olduğu,
Fakat yapmaması gereken şeyleri yapıp ortalığı biraz karıştırıyor.
Neyse ki işler okuyucunun istediği gibi gidiyor :) 



En sevdiğim kısımlardan biri;
Yaşanan bir olaya karşı Tilly'mizi koruyan yakışıklı adamın en beğendiğim davranışına karşılık söylediği söz oldu.
**Çünkü sevdiğim birine son derece kaba davrandı.**


Diğer kitaplarıyla ilgili düşüncelerim için;
Kır Çiçeği Tepesi
Deniz Feneri Koyu
üzerlerine tıklayabilirsiniz.




İyi günler dilerim.


20 Ocak 2019 Pazar

Deniz Feneri Koyu - Kimberley Freeman

Bu kitabı uzun zaman önce okudum.
Bloğumda göremeyince şaşırdım açıkçası :)
Halbuki yazdım diye hatırlıyordum.
Meğer okuduğum zaman, yazmaktan uzak kaldığım zamanlara denk gelmiş.


Ben bir Kimberley severim.
Kır çiçeği tepesini çok sevince ikinci kitabını da almış, alır almaz okumuştum.
Eğer yorgun bir zamanınızdaysanız, biraz dinlenmeye ve kafa dağıtmaya ihtiyacınız varsa Kimberley Freeman doğru bir tercih oluyor.
Kitapları işe yarıyor.
Yine birbirinden farklı iki karakter.
100 yıl öncesi... 100 yıl sonrası...
Kökleri geçmişe dayanan kuyumcu bir ailenin mutsuz gelini Isabella'nın hayatı.
Ve günümüze dayanan Libby'nin yaşadıkları.
Isabella ve Libby'nin yaşadığı kayıplar.
Sanırım üzerinden zaman geçtiği için kitabın dedikodu kısmına geçmekte zorlanıyorum.
Aslında bu tür kitaplar da üzerinden zaman geçince olayları ve kişileri hatırlamak zor olabiliyor fakat ilginçtir ki, ben olayları da kişileri de gayet hatırlıyorum ^^

Neyse, dedikodusuna girmeyince detay da vermemiş oluyorsun.
Kısaca, tavsiye ederim.


23 Aralık 2018 Pazar

Hayata Dön - Gülseren Budayıcıoğlu

Artık uyarma gereği duymuyorum, çünkü spoilere yer vermiyorum.
Özellikle Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitaplarında spoiler vermek kitapları okuyacak olan kişilere büyük haksızlık olur.


Yazılanların bir kurgu olmaması, yaşanması... yaşayan kişinin yaşadıkları...
öncesi, sonrası hepsi çok etkileyiciydi gerçekten.
Alâ'nın hayatı bambaşka ama Süreyya'nın ki de çok farklı değil.
Acaba Süreyya'nın geçmişinde neler vardı? diye düşünmeden edemedim.
Bu kadar sevgisizliğin altında kim bilir neler vardır.

Aslında çok şey söylemek istiyorum ama... Sadece şunu söylemeden geçmek istemiyorum. Dizi sadece kişilerin isimlerini almış. Kişiliklerine dokunmamış. En azından buraya kadar. Tam bu hafta dizi de ki sahne de Esma sultanın hastalandığını öğrendiklerinde, acaba buradan sonra mı başlayacak kitapla bağlantı diye düşünmüştüm fakat yine olmadı. Kitabın sonunu merak ettiğim gibi dizinin sonunu merak ediyorum şuan.


2 Kasım 2018 Cuma

Kral Kaybederse / Gülseren Budayıcıoğlu

Gülseren Budayıcıoğlu ile ilgili bildiğim tek şey, İstanbullu Gelin dizisinin konu edindiği ''Hayata Dön'' kitabının yazarı olması.
Bir de kitabı okuyunca diziyi izlemeyi sevmiyorum, diziyi izliyorsam kitabı okumak istemiyorum.
Diziyi izlediğim için Hayata Dön kitabını da merak etmemiştim.
Hafta sonu bir arkadaşımla görüştüm, elime Kral Kaybederse kitabını verip sadece -mutlaka okumalısın... dedi...
(Çok seviyorum bu yaklaşımı)
Ben olsam tutamam çenemi :) Bir yandan kitabı verir, bir yandan da uzun uzun anlatırım falan ^.^
Arka kapak yazısına dahi bakmadan başladım okumaya.
Kitap o kadar güzeldi ki.
Sayfaları hep bir merakla çevirdim.



Nasıl güzel yazılmış...
Ne garip hayatlar var...
Hayat ne garip...
Kitabı elime alacağım zamanları kovaladım durdum.
Sonunu merak ettiğim için hem hemen bitsin istedim, hem de hiç bitmesin...


Aslında uzun uzun konuşasım, kitabı anlatasım var ama bu sefer yapmayacağım.
Çünkü bu kitap okunmayı hak ediyor.

İyi günler dilerim...

Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...