Yorulduğun yerde durmak lazımmış bazen. İnsana nefesi her yerde yetmiyormuş. Her şeyi söyleyip asıl söylemesi gereken şeyi söyleyemeden tüketiliyormuş bazı şeyler.
Nasip, kader devreye giriyormuş ama, insanoğlu ya illa irdeleyecek.
Didik didik edecek ki, nefesini hora harcadığı yerleri başkası doldurmuş olsun.
Oda öyle baka kalsın.
Su akar yolunu bulur, da derler bu duruma.
Ya da, üzme tatlı canını da.
Ama insanoğlunun bazen üzülmesi de gerekir.
Üzülmeli ki, elindekinin kıymetini daha çok bilmeli.
Aşk acısı mı bunun sonu?
Hayııırr! :)
Değil efendim.
Kalp sızısı.
Sıkılırsa insanoğlunun tatlı canı dökülür içindekiler böyle.
Fazla uzatmıcam tabi, rahmetli Müslüm babanın da dediği gibi, artık geri ver!
:)