Camii'leri gezmeye karar verdim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Camii'leri gezmeye karar verdim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2014 Cumartesi

Ahmet Hamdi Akseki Cami

Ankara da olan bir çok arkadaş biliyordur Diyanet İşleri Başkanlığının yaptırmış olduğu Eskişehir yolu üzerinde bulunan son derece lüks Ahmet Hamdi Akseki Cami'yi.
Cami; Hadis müderrisi, diyanet azası, Rıfat Börekçi'nin yardımcılığını yapan 
Ve Rıfat Börekçi'den sonra Türkiye'nin 3. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin adını almış.
Vefa güzel şey.


Cami'ye girer girmez ilk fark edilen şey avizelerinin olmayışı oluyor. O yüzden gündüz yerine akşam gitmiş olmayı daha çok isterdim. Zira ışıkların mimari dokunuşları ortaya çıkaracağına şüphe yok. Ayrıca bu Cami hakkında duyduğum şeylerden biri de bir çok ilki barındırıyor olması.
Benim için en büyük ikinci ilk turkuaz renkteki halıları oldu. Çok beğendim, hatta bayıldım huzurlu bir renk olmuş ve bir çok ayrıntı bu renkle bütünleşmiş.
Üçüncü ilk'im Cami'nin kapıları, dışarıdan girebileceğiniz içeri açılan bir çok kapısı var bu Cami'nin.
(alt resimde en sağ alt köşede ki kapı gibi)
Evet, dördüncü ilk'im de üst kata çıkabilmek için içerden merdivenlerinin olmayışı oldu. Yani alt katı gezdikten sonra bayanlar katına çıkabilmek için ayakkabı faslını tekrarlamak gerekiyor.


Cami'nin en sevdiğim taraflarından biri de sadeliğinin yanında bulundurduğu şıklığı, zarafeti. Detaylara yer verilmiş ama hiç bir ayrıntı abartılmamış. Sadeliğin, mütevaziliğin daha şık olduğunun aslında bir kanıtı sanki..

Ve bir de en güzel taraflarından biri cemaati. Bulunduğu bölgenin böyle bir mimari de ve bu büyüklükte bir Cami'ye ihtiyacı varmış da sanki yıllardır insanlar bu Camii'yi bekliyormuş gibi...


Cami hakkında söylenecek çok fazla söz varken en güzel şey bu sadeliği, güzelliği gidip görmek olur. Hizmet edebilmek çok büyük bir lütuf, bu lütfu hayırlı olan işlerde kullanan insanlara Allah kolaylık versin.


“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.” (Tevbe 18)



3 Mayıs 2013 Cuma

Ya Geç Kalırsam?

Eskiden.. çok değil işe başlamadan önce
Vakit namazlarını gezdiğim camilerde kılmayı, cemaate katılmayı çok severdim.
Hala da çok severim.
Çok sıklıkla gidemesem de elimden geldiğince giderim.
Gittiğim camilerde Kur'an-ı Kerimi'i alır, rastgele bir sayfasını açar okurum.
Bazen öyle güzel anlamlar, yol gösterişler, kendini buluşlar olur ki açtığım sayfada.
Verilen en güzel hediyelerden olur okuduklarım.


Geçen sene çektiğim bu fotoğrafı görünce çok üzüldüm.
Kendimi nelerden mahrum ettiğim geldi gözümün önüne.
İsyan mı ediyorum diye korktum.
Bir yol gösterişe ihtiyacım vardır belki de, bilmiyorum. 
Belki de sadece..
Manevi huzura olan ihtiyacımın eksikliğini yaşıyorum.

Bir de aklımda ki soru:
Ya dünya telaşına kapılıp, ahiret telaşıma geç kalırsam?



5 Nisan 2013 Cuma

Ağaçoğlu Cami


Küçük ve güzel bir Cami'deydim hafta sonu,
 Ağaçayak aynı zamanda Ağaçoğlu deniliyormuş bu Cami'ye


Tarihi eskiye dayanan yerler gördüğümde aklıma gelen ilk şey, buralara daha önce kim bilir kimler gelmişti.. diye düşünmek oluyor. Sanırım bunu daha önce yine söylemiştim..
Bu küçük ve güzel Cami'nin hakkında bilinmesi gerekenler sadece bir tabelaya sığacak kadar az maalesef.


Yine de eski bir ahşap kapı gıcırtısını duymak insanın ruhunda farklı bir etki yaratıyor
Kapıya dokunmak dahi farklı..


İçeriye adım atar atmaz restorasyonun sadece dışarda kaldığı farkediliyor, maalesef..


 Cami'nin içinde restorasyon yapılmamış olsa da sadece tavana ve kapıya baksa doyar insan.


Ağaçoğlu Cami'yi sevdim ama cemaati çok olsaydı bir de halıları kırmızı olmasaydı, ahşap merdivenleri de sallanmasaydı daha çok sevecektim. 


Oradan sonra bir de Hacı Bayram Cami'ye uğradık. Partnerimi beklerken doya doya dağılan cemaatin güzelliğini izledim.

Böyle bir güneş varken yağmurun yağacağını tahmin edemezdik tabi.


Yağmura Suluhan'da yakalandık.
Yağmurun bereketinden nasibini almış, aynı günde 3 Cami gezmiş biri olarak kendimi şanslı saysam,
ayıp olmaz herhalde :) 


3 Mart 2013 Pazar

Ahi Elvan Cami

Karar verdim, Ankara'da gezilmedik Cami bırakmıcam inşallah! :)
Bundan sonra Ankara'da ki Cami'ler ile ilgili bol bol yazı görebilirsiniz.


Ankara kalesine giderken sol tarafta kalan Ahi Elvan Cami küçük gibi görünse de manevi huzuru ile insanın ruhunda büyük etki yaratıyor. Kimlerin sevabına, kimlerin günahına şahit oldu acaba bu taş duvarlar.. diye düşünmeden edemiyor insan.


Cami kadar, Cami ye yoldaşlık eden imamda önemlidir aslında. Ahi Elvan Cami'nin imamı bizi fotoğraf çekerken görünce ve öğrenci misiniz?araştırmamı yapıyorsunuz? yardımcı olalım diyince çok mutlu olduk. Çünkü;
Daha kapıdan içeri girmeden misafir edilmek! var bu Cami'de..


Akşam namaz vaktine doğru gittiğimiz için sorular sorup birşeyler öğrenemedim Cami hakkında. 
İnternetten okuduğum kadarıyla biliyorum..
O yüzden bahsedemiyorum.


Ama şunu söyleyebilirim, benim gibi hala gitmeyenler önünden geçipte içine girmeyenler!
Bu maneviyatı büyük, huzurlu cami'den kendinizi daha fazla mahrum etmeyin :)


Giderseniz, bayanlar için ayrılan katta iki adet Kur'an-ı Kerim görüceksiniz. 
Gördüğünüzde düşündüklerinizi ise işte benim gibi dile getiremeyebilirsiniz.. 




Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...