İskender Pala etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İskender Pala etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Aralık 2013 Cumartesi

İskender Pala-Efsane

Kitapla güzel giden şeyler vardır. 
Tatlı gibi, kahve gibi, evde ki sessizlik gibi :)

Bir Barbaros Romanı EFSANE... 
İskender Pala'nın aslında alışık olduğumuz tarzı ile yazılmış güzel bir kitap Efsane. 
Bazı yerlerinde çok merak ettim olayın nereye bağlanacağını. 
Bazı yerlerinde kavuşamamak yordu, bazı yerlerinde de bir bayana hayran olundu. 
İçinde aşk var evet ama içinde ki aşktan çok Barbaros Hayreddin Paşa'yı okumak istedim.
Onun hayatını Sidi Can'dan daha çok merak ettim. 

Sonuç itibariyle güzel, yormayan, akıcı bir kitap. Okumayanlara, okumak isteyenlere tavsiye olunur :)



Son olarak da, instagrammmdayımm 
Takipleşelim arkadaşlar :)
aynı twitterda olduğu gibi 
@dndnbgne 
:)

11 Ağustos 2013 Pazar

Kitâb-ı Aşk

Aslında elimde ki kitabı bitirmekti niyetim
Aşklı, doyurucu bir kitap okuma modun da olunca...
Değerlendirdim.
İskender Pala'nın Kitab-ı Aşk kitabı öyle güzel ki
Tek solukta okunur.


Aşk'ı yanlış anlıyoruz bazen
Yanlışta anlatıyorlar çünkü. 
Aşk gizlendiği zaman güzel.. 
O gizemi hissettiğin zaman daha heyecanlı.
Ama, ahh ahh demek düşüyorsa payıma susarım.

Çoğu yerin altını çizdim..
Misâl;

Göz... savaşı başlatan haberci.
Bakış... Elde olmayan kader; ilahi kaza.
Ve aşk.. Kalp ile göz arasında kutlu bir hadise. 'Sayfa 21'

Ne hoş değil mi :)

7 Mart 2013 Perşembe

Küçük Bir Mim Daha

Yine bir mim ile karşınızdayım. Ama değişik bir mim.
Bu mim bana Sevgili Çitlembik'den geldi ama ben ona kısaca Çit diyorum :)
Hemen cevaplarıma geçeyim..

1- Kedi olsaydınız hangi cins kedi olurdunuz?
Kedi mi? Benden kedi olmaz..
Pis yerlerde gezmem, dışarda durmam, acımdan ölürüm, hiç arkadaşım da olmaz çok huysuz bir kedi olur benden!
O yüzden cinsimi bulamadım :)


2- Enstrüman olsaydınız hangisi olurdunuz?
Demiştim, sorular çok değişik..
Ney olurdum.
İnce,
Uzun :P
Çalamasam da çok severim ney sesini büyülü geliyor kulağa.

3- Hangi yazarın yazım tarzını kendinize yakın buluyorsunuz?
İskender Pala, yazdıklarını okumayı çok seviyorum.
Tarzı tavrı on numara. 
Keşke bizim buralarda da söyleşisi olsa..

4- Ruhunuzu anlatan şehir?
Ruhumu anlatan şehir ruh halime göre değişkenlik gösterebiliyor.
Şimdilik,
Sakarya-Sapanca sanki orada beni bekleyen farklı bir huzur var..

5- En sevdiğiniz sanat dalı?
Ahşap yakma, kaligrafi, hat sanat dalları :)


Ahşap yakma sanatına ekstra bir hayranlığım var. Hatta şurada ki yazımda bahsetmiştim Ankara'da bu sanatla ilgili bulduğum tek yer Suluhan Çarşısı'nın içinde küçük bir dükkan. Giderseniz mutlaka uğramalısınız, küçük bir dükkandan doğan mucizeye sizde şahit olmalısınız :)


Bir mim'i de böylece cevaplandırmış oldum.
Teşekkür ederim Çit!
:)

Not: Görsellerin tamamı internetten alıntıdır.

4 Kasım 2012 Pazar

! Bu Bir Ekim Postudur

Rüzgar gibi geldi, rüzgar gibi geçti Ekim ayı.
Bu güzel ayda doğanların doğum günlerini kutluyorum
Hepimiz anlaşmış, bu ayda doğmuşuz sanki :)

Bu ayda neler yaptım diye şöyle bir dönüp bakınca;


Troyalı Kadınlar! ile yaptım tiyatro açılışını.
İlk defa duydum bu oyunu ve koşa koşa gittim. Hatta zar zor yetiştim. Balkonun en dip köşesinden de olsa izleyebilmek için koca bir mücadele verdim :)
Amma ve lâkin 
İzledim :)
Tiyatro'da güldürmek kolayken, ağlatmak zordur derler.
Bu oyunu izlerken akan göz yaşlarınızın farkında olmayabilirsiniz. Ben genelde tiyatro izlemeye yanlız gittiğim için tuttum kendimi..


Sezonu açmışken,
Hürrem Sultan'ı da izleyelim
Tv'de ki amcaların teyzelerin anlatmaya çalıştıklarına benziyormu acaba, dedim..
Benzemiyor'muş.
Çok çok güzel diyemeyiz ama yinede izlenebilir..
Ve Ekim'in sonuna yetiştirdiğim asıl bomba Karlar Kraliçesi,
Bu oyun tatlı mı tatlı, ablamın miniği ile gittiğimiz çocuk oyunu.

Büyüğünden küçüğüne herkese şiddetle tavsiye ederim. Çok keyifli bir çocuk oyun..


Bu güzel kitabı okurken; Sanki İskender Pala ile sohbet ediyormuşsunuz gibi bir tat kalıyor damağınızda. Keyifle okudum, hatta otobüslerde bitirdim :)
Çok isterdim İskender Pala'nın sohbetlerini, söyleşilerini canlı canlı dinlemeyi, kısmet!


Neden daha önce tanışmadık seninle diyorum,
Nasıl keşfedemem seni!
Bu güzel tatlı ile tanışmamız çok yeni, Ekim ayına kısmet oldu adıda Bağdat tatlısı :)


Her zaman börekçide denk gelirdik. 
Dün pastanede görünce aldıklarımı bırakıp yoluma bu şahane lezzetler ile devam ettim :)
Pastanede ki abi, İzmir poğaçası dedi, bilemem!
Ben onun yalancısıyım :)


Bu güzel ayın kapanışını böyle güzel bir Ayet-i Kerim'e ile yapmak istiyorum.
Beni Yaratan;
Elbet yolumu gösterir.

(Şuara-78)

16 Ekim 2012 Salı

Haftasonu çabuk geçer..


Elinde bitmeyi bekleyen kitaplar olsa da dayanamıyor insan.
Kitapçıya giderken, aklımda Mehmet Akif Ersoy'un Kur'an mealini almak vardı. Ama heyecanla gidişim, hevesimin kursağında kalmasına sebep oldu. Biraz geç saatte gitmeninde etkisi olmuş olabilir tabi. Almadığım için şimdilik pişman değilim ama neler kaçırdığımın da farkındayım :)
O şahane meal hâlâ aklımın köşesinde.
Alan, okuyan varsa fikir edinmek açısından yorumlarını eksik etmezlerse çok sevinirim :)
 
 
Hava durumunu sunan spiker sürekli ''parçalı bulutlu'' der dururdu bende hep kocaman parçalar görür dururdum :)
Gördüğüm en küçük parçalı bulutlar ile tanıştırıyım sizi.
 
 
Yemek blogları herkesin olduğu gibi benimde ilgi odağım. Aynı zamanda bu konuda ne kadar başarısız olduğumun bir göstergesi.
Nasıl başarıyor acaba diyorum bu bayanlar; hem şahane yemek bloglar hazırlamayı, hem çalışmayı, hemde evli ve çocuklu olmayı.
Elbet vardır bir formülü :P
 
 
Üçüde benim diyormuşum :)
 
Biranlık hayal edince, fotoğraf çekmeye çalışmadan önceki sahneyi getirdim gözümün önüne,
saçlardan da anlaşılıyor tabi :)
 
Rabbim bizim kızlarımıza da, cümlemizin yavrucuğuna da sağlık, sıhhat, mutluluk
ve hayırlı ömürler nasip etsin inşAllah.
 
Hayırlı ve mutlu günler herkese!!!!
:)
 

2 Temmuz 2012 Pazartesi

AŞK !

Aşk olunca gönüller birleşir, aşk olunca kıyamet koparcasına hareketlilik olur.
Aşk olunca şimşekler çakar,rahmetler yağar.
Âlemler kıyama kalkarsa aşktandır. Hastaların şifa bulması aşktandır.
Aşk ile döner gökler,aşk ile durur kâinat.
Aşk, Mecnun'dan Leyla'ya bir feryat, Mansur'dan dara bir sır, gözden kalbe bir yoldur.
İllâ ki belalarına katlanmak gerek.
Sabr etmeyen belâlarına aşkın anmasın
Nûş etmesin şarâbı kaçanlar humârdan

(Belâlarına katlanamayacak olanlar aşkın adını anmasınlar; “sonunda baş ağrısı var” diyenler, şarabı hiç içmesinler.)


 İskender Pala







30 Aralık 2011 Cuma

Kitaplarr


OD-İskender Pala
Muhteşem bir anlatımla kaleme alınmış bir kitaptı.
Alıp başka yerlere götürdü çoğu zaman.
Ve hatta tadı damağımda kaldı.. :)
Kitabı okuyan bazı arkadaşlar kitabın başında ve sonunda ki uyumun
güzelliğinden bahsetmişlerdi.
Çok haklıymışlar, muhteşem bir ahenk sergilemiş
İskender Pala.



Gönül Nimetleri-Necip Fazıl Kısakürek
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.a.v.)'in hayatından,
sahabelerinden ve O (S.a.v)'in zamanında
yaşamış olan insanlardan bahseden,
O zamana dair yaşanmış iyi-kötü herşeyin içinde bulunduğu bir kitap.
Ama açık söylemek gerekirse Necip Fazıl kitaplarını her ne kadar sevsemde
kitap biraz ağır geldi...
Öğrenilecek çok şeyimizin olduğunu düşünürsek
okunulası bir kitap olduğu
aşikar...


İki Cami Arasında AŞK-Mürvet Sarıyıldız
İçinde kaliteli aşklardan bahseden her kitabı seviyorum
Bu kitapta onlardan biri oldu...
Hüzünlendiren, heyecanlandıran ve düşündüren bir kitap.
Mihrimah sultan ile Mimar Sinan'ı
yazarın dilinden okumak gayet keyifliydi :)


Dalkavuklar Gecesi Z Vitamini-Hüseyin Nihal Atsız
Bu kitap sevdiğim bir hocamın yorumundan sonra
merak uyandırdığı için okudum.
Kısaca ölümsüz kötülerin sonu diyebiliriz...
Ve 'iyiki okumuşum' dediğim kitaplardan oldu kendisi.



Genelde kitap almadan önce o kitap hakkında biraz araştırma yapar, yazılan yorumları incelerim.
Bloğumu ziyaret eden sevgili arkadaşlar!
Eğer varsa sizlerinde tavsiye edeceği kitaplar lütfen yorumlarınızı esirgemeyin :)


11 Aralık 2011 Pazar

Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin...

''Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin... İyinin de, kötünün de fidanı senin içinde büyür... Her meyvenin içi, kabuğundan yeğdir... Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir... Alemin varlığını ancak kul olarak anlayabilirsin... Allah Muhammed'i önce kul, sonra resul edindi. 'Abdühü ve resulühü' demekten murat, kulluğun peygamberlikten önde geldiğidir... Allah'a karşı tam kul olmak, varlığa karşı tam hür olmak anlamına gelir... Dünyanın hürriyeti Allah'a kul olmakla mümkündür. Nitekim Hz. Peygamber'in bir adı da Abdullah'tır; yani Allah'ın kulu...''

Kalbimin kırılan yerlerinden onarılmak isterdim.  İzi silinsin, yaralarım görünmesin. Hafızam yerinde dursun ama beynimin içi sussun isterdi...